Sonbahara kendini bir atabilse. Serin, tatlı, bereketli. Bir de bu mevsime hüzün devri diye iftira atarlar. Neymiş efendim, yerlerde sürünen sarı yapraklar, güneye göçen kuşlar vesaire. Yahu bunlar hep ilkokulda beynimize giriyor, yoksa mevsimlerin ne kabahati var. Değil mi ama!..
Sayfa 15
"Ama onu çok üzmüşler Sarı. Bilirsin, her Mathilda'nın pimi çeken bir Leon'u vardır.. "
Reklam
Ve CUMHURİYET diye on harfli bir sözcüğü heceler içinden Mustafa Kemal. Ayağında kilot ve avcı ceketi/Atpaza-çrı'nda köftecilere dönercilere gülüp/Kuyulu Kahve'de tavla oynayanlara bakıp/iskambil oynayan çetecilerle selamlaşıp/ve Taşhan'da dolaşıp/Vasıfı, Necati'yi, Mahmut Esat'ı dinleyip/atlı atsız Kuvâyı Milliye'cilerle karşılaşıp/kalpağını kaşlarının üstüne düşürüp/ve bastonunu kaldırarak ve köpeğiyle Yahudi mahallelerinden geçip/ başını okşayıp sarı bir çocuğun (haftalardır kendi kendine düşündüğünden)/ve sol elini hep pantolonunun cebinde tutup — ki bıyıklı ki kolalı yakalı ve artık rakıya alışmış/ ve şiiri bıraktığı için küskün, isyanlı/ve çocuk gibi gözleri ve elleri
Hz. Peygamber devri. Ebů Talha henüz Müslüman olmamış idi. Ümmü Süleym(Rumeysa)'e evlenme teklifinde bulundu. Ümmü Süleym ona şu cevabı verdi: -Doğrusu ben de sana hevesliyim. Senin gibisi kaçırıl-maz. Lakin sen kâfir bir adamsın, bense Müslüman bir kadınım, seninle evlenmem doğru olmaz. Bunun üzerine aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti. Ebu Talha: Sana ne oldu: Rumeysa? Ne olmuş bana? Sarı ve kırmızıdan ne haber? - Ben altın ve gümüş aramıyorum. Sen bir adamsın ki işitmeyen, görmeyen, sana hiç faydası dokunmayan şeylere tapıyorsun. Falanların siyah kölesinin dağdan sürükleyip getirdiği yerden biten bir odun parçasına tapmaktan hiç sıkılmıyor musun? Eğer sen Müslüman olursan, işte o benim mehrim olsun, evlenelim, başka bir şey talep etmeyeceğim! Bana Müslümanlığı kim telkin eder Rumeysa? Resûlullah (s.a.) telkin eder, ona git. Ebû Talha Hz. Peygamber'in bulunduğu yere doğru İlerlemeye başladı. Resûlullah, ashabı ile oturuyorken; "Ebu Talha, İslam'ın aydınlığı iki gözü arasında parlayarak geliyor" buyurdu. Ebû Talha Hz. Peygamber'in huzurunda iman etti ve Rumeysa'nın söylediklerini haber verdi. Hz. Peygamber Rumeysa'nın şartı üzerine nikâh-larını kıydı. Resûlullah Rumeysa için şöyle buyurmuştur: "Gördüm ki cennete girmişim, önümde bir ayak sesi. Bir de baktım ki Rumeysa". (Ebu Nuaym, Hilye, c. IV)
Bozkurtların Ölümü'nde Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi: Olaylar 621'de başlar, 639'da son bulur. "Romanın Hikâyesi"nde Atsız, tarihe sadık kalacağını belirtmiştir. Gerçekten de romandaki ana olaylar, tarihte geçen olaylarla örtüşmektedir. Bunu göstermek için 621-639 yılları arasındaki Kök Türk tarihini özet
BÜTÜN YOLLAR BİR YERDE KESİŞTİ Sarı saçlı mavi gözlü bir dağa gel diye Atatürk'ü istemiyor muydunuz? O bir sırla geldi Gitmemişti aslında siz onu görmediniz, sahip çıkmadınız Heykelleri ve resimleri ile sizi aldatanlara uyup onlara aldandınız Fikirlerinden, eserlerinden ve ilminden bihaber onun düşmanlarının tuzaklarına düşerek
Reklam
"İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Duran çocuk; şunu bil ki, işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı kırmızı ışıklar arasında ademoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor..."
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
YAŞA FENERBAHÇE
İzmir kitap fuarı öncesinde Sinan Meydanın da fuara geleceğini öğrendiğimde aldığım bir kitap Sarı Lacivert Kurtuluş. Kitabı, yazarına imzalattım ve ilk işim yeni aldığım kitabımı okumak oldu. Son yıllarda olduğu gibi bu yıl ve özellikle bu günlerde Fenerbahçe'nin zor bir dönemden geçtiği bu zamanda kitabı okuyor olmam da manidar. Kitabı
Sarı Lacivert Kurtuluş
Sarı Lacivert KurtuluşSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 2010198 okunma
56 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Yaşar Kemal'in Sarı Sıcak kitabında yer alan Beyaz Pantolon öyküsü Yapı Kredi yayınları tarafından ayrı bir kitap olarak basılmış. Kitapta ayakkabı tamircisi Mustafa'nın beyaz bir pantolon almak için tuğla ocağındaki üç günlük yoğun çalışmasını anlatıyor. Kısa ve etkileyici bir öyküydü. Yine Yaşar Kemal'in harika anlatımıyla yoksul insanların yaşadıklarına tanık olmak keyifliydi.
Beyaz Pantolon
Beyaz PantolonYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2016902 okunma
İndim seyran ettim Frengistan'ı İlleri var bizim il'e benzemez Levin tutmuş goncaları açılmış Gülleri var bizim güle benzemez Göllerinde kuğuları yüzüşür Meşesinde sığınları böğrüşür Güzelleri türkü söyler çığrışır Dilleri var bizim dile benzemez Seyr edüben gelir Karadeniz'i Kanları yok sarı sarı benizi Övün etmiş kara domuz etini Dinleri var bizim dine benzemez Akılları yoktur küfre uyarlar İmanları yoktur cana kıyarlar Başlarına siyah şapka giyerler Beğleri var bizim beğe benzemez Karac'oğlan eydür dosta darılmaz Hasta oldum hatırcığım sorulmaz Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz İlleri var bizim il'e benzemez
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.