430 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Ben kadınım ve korkuyorum!
1980-2001 yıllarında Afganistan'da yaşayan bir kadın düşünün. Hiçbir hakkı bulunmayan, daha çocuk yaşta evlendirilen bir kadın... Kadınlığın annelikle ölçüldüğü, çocugun cinsiyetine ve sayısına göre statü kazandığı, dünyalarının bir burkaya sığdırıldığı, eğitim, sağlık, seyahat ve en önemlisi yaşama hakkının bile olmadığı zamanlar. Ve bir de savaş varsa... Kadınlar asla anlaşılmadı. Önemsenmedi. Sadece istendi. Çünkü kadın yaratıldığından beri et ve kemik parçasından ibaret görüldü. Şimdi ne değişti bilmiyorum. Kitaptan farklı olarak kadınlar kocasından izinsiz, burkasız sokağa çıktığı için değil, hatta herhangi bir sebep için de değil. Öylesine öldürülüyor. Başak Cengiz gibi mesela hemde kitaptaki gibi kırbaçla değil samuray kılıcıyla. Çok daha vahşileştik. Bu ülkede hâlâ onbinlerce Meryem var. Bu ülkede sayısız Azize var. Leyla var. Bu ülke de hala dili kesilmiş milyonlarca kadın var. Bir şey değişmedi. Bin şey eklendi. Binlerce şey... Kitap tam da bu dili kesilmiş kadınların sesi olmuş. Savaşta bile en çok ızdırabı çeken kadınlar. Bunu harika işlemiş yazar. Savaşta bile erkek olmak isterdim diyeceksiniz kadın arkadaşlarım. Erkekseniz ölmezsiniz, Erkekseniz tecavüze uğramazsınız çünkü. Erkekseniz korkmazsınız. Ben kadınım. Ve korkuyorum. Kendi evimde 40 kilitle kilitlediğim kapının arkasında bile korkuyorum.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101.8k okunma
Paylaştıkça çoğalanı başaramadığımız hâlde sahiplendikçe azalacak olanlar üzerinde kopan şu müthiş savaştan biraz daha korkuyorum her şiir okuyuşumda. -Anonim
Reklam
İki savaşçı, kızıl bir toz bulutunun içinde karşı karşıyaydılar. "Ben yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük krallığını kurmaya geldim. Ve Doğu Okyanusu'nun dalgalarına varana dek de durmayacağım." dedi İskender. "Ben de bundan korkuyordum." "Ya sen? Sen bir kral değilsin, hatta Pers bile değilsin Komutan Memnones. Neden bunca ayak diriyorsun?" "Çünkü savaştan nefret ediyorum. Senin gibi şan peşine düşüp, dünyayı kana bulayan çılgın ve düşüncesiz insanlardan nefret ediyorum!"
Yeter ki savaş çıkmasın. Öyle korkuyorum ki savaştan!
"- Babamı öldüren kıza gönül vermek alçaklık olmasın diye korkuyorum. - Babanı tuzakta, pusuda değil , savaşta öldürdü . Kişi çadırda doğar, çayırda ölür . Tanrı'nın koyduğu yasaya karşı gelinmez."
Sayfa 185Kitabı okudu
"Savaş! Yine savaşı düşünmeye başladım. Fazla kalmadı, orası kesin. Peki kim savaştan korkuyor? Bir başka deyişle, kim bombalardan ve makineli tüfeklerden korkuyor? 'Sen!' diyorsunuz. Doğru, ben korkuyorum; onları görmüş olan herkes korkar. Fakat asıl önemli olan savaş değil, savaştan sonrası. İçine batacağımız dünya; nefret dünyası, slogan dünyası. Paramiliter üniformalar, dikenli teller, kauçuk coplar. Ampullerin gece gündüz yandığı gizli hücreler, sizi uykunuzda izleyen dedektifler. Geçit törenleri, üstünde devasa yüzlerin olduğu posterler ve sağır olana, ona sahiden taptıklarına inanana kadar Lider'e tezahürat yapan milyonlarca kişilik kalabalık - ama bu arada, içten içe ondan kusacak kadar nefret ediyorlar. Bunlar olacak. Yoksa olmayabilir mi? Bazı günler imkansız diye düşünüyorum, bazı günler kaçınılmaz diye."
Sayfa 165 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
312 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.