PAROLA YAYINLARI ‘ndan çıkan son kitabı ile geldim.Yazarın kalemini anlatmama gerek yok aslında ama bilmeyenler için kısacık değineyim.Çok naif ve akıcı bir kalemi var ki ben zaten çok seviyordum eminim herkeste sevecektir.Kurgumuza gelecek olursak güzel aşk okuduk tabi her aşkta olduğu gibi bunda
İlksöz: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş, savaştan yenik çıkan Osmanlı ordularını dağıtmış, askerlerini terhis etmiştir. Yedek subay Ahmet Celal, işgal altındaki İstanbul'da yaşayamayacağını anlar, eri Mehmet Ali'nin teklifi ile onun köyüne gelir. Savaşın yıkımından, İstanbul'un teslimiyetinden,
bidünyakitapgrubu nda söyleşi yapacağız. Kendisi tecrübeli bir yazar. Ayrıca illüstrasyon konusunda da çok beceriklidir. Dergilere bu çizimleri de vermişliği de vardır ama kendisini her işten anlayan, her işe yatkın birisi olarak görmeyi pek sevmiyor ve sadece edebiyattaki yetkinliğiyle anılmak istiyor. Özellikle
#KİTAPYORUMUM
İstanbul Portresi kitabın'dan sonra kayahan demir abi'nin kalemini çok sevmiştim ve diğer kitaplarınıda okumam lazım diyip hemen diğer kitapları da toplamaya başladım.
Bildiğim kadarıyla Şifreli Dedektifler serisi'nin ilk kitabı Pera Palas'ta Gölge Oyunu, yanlış biliyorsam lütfen beni bilgilendirin.
Ama
Ölümcül Sırlar Dedektifi
Merhabaaa
Polisiye sevenler için harika bir kitap önerisi ile geldim. Okurken bazen ürperdiğim, bazen gerildiğim, bazense heyecanlandığım bir kitaptı. İçerisinden birçok bilgi de ediniyorsunuz. Okurken gülümsediğim de oldu, şaşırdığımda. Genel hatlarıyla beni sürükleyen, içine çeken bir kitaptı.
Biraz konusuna değinelim
MUHAMMED FAZIL PAŞANIN BAĞDAD'DAKİ HAYATI VE HAYVANLARA MERAKI
Babam, pek az zamanda bir çok dostlar edinmiş, tevazu, güzel ahlaki, cömertliği ve mertliği ile kendini herkese, her millete sevdirmişti. Hele zeki Araplar onun ne cevher olduğunu çabuk anlamışlardı. Meraklı olduğu bir çok hayvanları toplamış, at ve kısraktan başlayarak bir
MİRALAY FAZIL BEY'İN İKİNCİ İZDİVACI
Miralay Fazıl Bey, Abdülhamid'in kendisine karşı gösterdiği müphem iltifatlara rağmen, belki bir gün bana bir kız teklif eder diye düşünerek, her ihtimale karşı, çok akıllı olan ablasına fikrini anlatır. «Abla iyi bir aileden, güzel akıllı bir kızla beni evlendirin>> der. Habibet hanım memnun
"Bugün 16 Kasım 1980.
Saat on altı kırk iki.
Sayın dinleyiciler, burası Radyo Şarampol!"
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
İlk gençlik heyecanlarınızı,
Lise yıllarınızı, ilk kopya denemelerinizi,
Asla bitmeyecek dediğiniz dostlukları,
Dikiş makinesi seslerini,
Mektuplaşmaları,
Defter kenarına yapılan süslemeleri,
Radyo yayınlarını,
"...Binaenaleyh kemal-i cesaretle bağırabiliriz ki YAŞASIN MİLLET! YAŞASIN VATAN! YAŞASIN İSTİKLAL" Kazım Karabekir'in hatıralarından derlenmiş olan İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı kitabı az önce bitirdim.
Milli Mücadele'nin dönüm noktalarından başında sahip olduğu kuvvetiyle birlikte Mustafa Kemal Paşa'ya tabii olan Kazım Karabekir yer almaktadır. Osmanlı'nın son döneminde yetişmiş altın jenerasyonda yer alan, hayatının büyük bölümünü savaşlarda geçen Kazım Karabekir tarafından yazılan İttihat ve Terakki kitabı; Cemiyetin kuruluş zamanlarını, Abdülhamid döneminde yaşananları, Selanik-Manastır-İstanbul üçgeninde gelişen olayları detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Manastır'daki cemiyet faaliyetlerinin oluşmasını sağlayan Kazım Paşa, en yakın arkadaşları olan Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikte vatanın nasıl düzlüğe çıkacağını henüz genç yaşlarda düşünen ve bu konuda yaptıklarını kaleme almıştır.
Abdülhamid dönemi Osmanlı'nın ahvalini, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ne olduğunu ve o dönem yaşanan olayları merak edenler için bu kitabı tavsiye edebilirim. Şahsen o dönemi merak eden biri olarak Kazım Karabekir'in kaleminden çıkan bu kitabı çok beğendim.