Umutsuz Bir Şarkı Beni çevreleyen geceden fırlıyor hatıran. Irmağın inatçı şikayetiyle birlik deniz. Terk edilmiş rıhtımlar gibi şafakta. Bırakışın zamanıdır, ey terk ettiğim!
"Her şeyi aldılar Sam," dedi Frodo.
"Üsıümdeki her şeyi. Anlıyor musun? Her şeyi!" Yeniden başını eğerek yere çömeldi; kendi sözleri içinde bulundukları felaketi tüm hatlarıyla aklına getirmişti ve üzerine bir ümitsizlik çöktü. "Vazifemizde başarılı olamadık Sam. Buradan çıkabilsek bile kaçamayacağız. Sadece elfler kaçabilirler. Uzağa, Orta Dünya'dan uzaklara,
Reklam
“Geri gel! Geri gel!” diye bağırdılar. “Seni Mordor’a götüreceğiz! “ “Geri gidin!” diye fısıldadı Frodo. “Yüzük! Yüzük!” diye bağırdılar zehirli sesleriyle; liderleri derhal atım suya sürdü, diğerlerinden ikisi de hemen peşinden nehre girdiler. “Elbereth ve Güzel Luthien adına,” dedi Frodo son bir gayretle kılıcım kaldırarak, “ne beni ne de
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya. Ninniler uydurup uyutur bizi dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun, zifiri karanlık hayatından. Gösterir bize evvel zamanı, tek doğru, en güzel örnek, der. Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden. Senin tarih dediğin işte budur, alnında altı bin yıllık
Son Sigara Manifestosu ve Varoluşun Gerçekliği Üzerine Bir Sorgulama
- - "Bir nefes çekersen sigarandan her şey düzelecek. Hissedemediğin o bir dalı... öylesi sıkıca tutarsan iki parmağın arasında... titreyen eline aldırmadan... her şey düzelecek." - - Kül olup dağılır belki etrafındaki herkes. Aldığın her solukta, dağılıp dağılıp toplanır belki her biri. Ama her biri... nasıl da bilmiyor. Nasıl
İncinmiş ve mağdur olanlar der ki: “Güzellik şefkatli ve naziktir. Kendi ihtişamından yarı mahcup genç bir anne gibi dolaşır aramızda.” Tutkulu olanlar der ki: “Hayır, güzellik kudretli ve dehşetli bir şeydir. Fırtına gibi ayağımızın altındaki toprağı ve başımızın üstündeki göğü sarsar.” Yorgun ve bıkkın olanlar der ki: “Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi.” Ama yerinde duramayanlar der ki: “Dağların arasında bağırdığını duyduk, bağırtılarıyla birlikte nal sesleri, kanat sesleri ve aslanların kükremeleri duyuldu.” Geceleyin kentin muhafızları der ki: “Güzellik şafakla birlikte yükselecek doğudan.” Öğle vakti çalışanlar ve yolcular der ki: “Onu günbatımının pencerelerinden dünyaya eğilmiş gördük.” Kış vakti karda mahsur kalanlar der ki: “Baharla birlikte gelecek tepelerden aşarak.” Yaz sıcağında ekin biçenler der ki: “Onu güz yapraklarıyla dans ederken gördük, saçında da kar birikmişti rüzgârdan.” Güzelliğe dair bütün bunları söylediniz, ama aslında ondan değil, giderilmemiş ihtiyaçlardan söz etmekteydiniz; hem güzellik bir ihtiyaç değil, coşkunluktur. Ne susamış bir ağızdır ne de uzatılmış boş bir avuç. Tutuşmuş bir yürek, büyülenmiş bir ruhtur.
Reklam
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.