Bugün genelde İslam aleminin ve özelde Osmanlı vatanının geçirmekte olduğu büyük olaylar, İslam büyüklerini kendi şahıslarına ait işlerde sessiz durup, umumi selameti sağlayacak fedakarlıklar yapmaya mecbur kılar.
Sayfa 29 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Dr. Nazım
Yaradılışında demokrat idi herkesle senli beni ve külfetsiz konuşurdu. Tıbbiye özgürlükçü düşüncenin tüm aşırılıklarını bünyesinde barındırdığı gibi ittihatçılığın ilk nüvesi de burada ortaya çıkmıştı. Propaganda
Kronik yayınevi.
Varlık tasavvurumuzu değiştirmemiz lazım. Varlığa bakışımızı yenilememiz lazım. Varlık deyince aklımıza ya filozofların bahset- tiği soyut bir kavram geliyor ya da maddeye indirgenmiş bir nes- ne. Varlık soyut bir kavram olarak tarif edilebilir. Somut, müşah- has, hususi bir şey olarak da tasavvur edilebilir. Fakat Varlık ya- ni el-Vücud hem soyut hem somuttur, hem kavram hem gerçek- tir, hem umumi hem hususidir. Varlık tüm bunları var eden ilke- dir, kaynaktır, özdür. Biz insanlar dâhil var olan her şey, büyük var- lık dairesinin (dairetü'l-vücud) bir parçasıdır. Eskilerin güzel ifa- desiyle bu "vücud iklimi"nin tek bir efendisi vardır, o da hepsini var eden Allah'tır. İnsan, ağaç, dağ, güneş, kum tanesi, gezegenler, galaksiler, tarih, kültür, sanat dâhil her şey bu varlık dairesinin bir parçası ve üyesidir. Var olma eylemine iştirak ettikleri için her bi- ri varlıktan pay alan birer varlık-daştır. İnsan bu varlık âleminin, bu vücud ikliminin efendisi değildir. Ama onun bu varlık daire- sinde özel bir yeri vardır
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
Reklam
Deli Kurt'ta Zaman ve Tarih: Deli Kurt, 1403 yılının sonlarında başlar; bazı atlamalarla, 1444 Kasım'ının ortalarında biter. Eserin başlarındaki "Deli Kurt” başlıklı bölüme kadar (s. 32) 185 geriye dönüşlerle İsa Bey ile Çakır arasındaki ilişkiler anlatılır. "Aradan on yıl geçti." cümlesiyle başlayan "Deli Kurt”
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Harekat Ordusu
Bu arada, meşrutiyete bağlı subaylar 'Hareket Ordusu' adı altında bir kuvvet oluşturarak, başkentte düzeni sağlamak ve asileri cezalandirmak üzere Selânik'ten yola çıktılar. Hareket Ordusu'na siyasetin dışında kalan ve sert disipliniyle tanınan bir asker olan Mahmud Şevket Paşa komuta ediyordu. Kendine gelen ve anayasanın yürürlükte olduğunu, her şeyin bir kez düzen yerine oturdu mu, iyiye gideceğini söyleyen heyet tarafından yapılan hareketten vazgeçme teklifini reddetti. Başkente girdi ve 24 Nisan`da kısa bir çatışma sonrası şehri ele geçirdi. Bu arada, Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan Meclis-i Umumi-i Milli adı altında şehrin dışında Marmara kıyısında bir Rum köyü olan Ayastefanos'ta (Yeşilköy'de) 22 Nisan 1909'da toplandı. Bunlar, meşrutiyeti teminat altına alarak Sultan II. Abdülhamid`i tahttan indirme kararı aldılar ve bu Meclis kararı da şeyhülislâmın bir fetvasıyla onaylandı.
Dört sene vardır ki, bir Harb-i Umumi çıkmış olup milyonlarca insan birbirini telef etmektedir. Tarih-i beşeri dolduran bütün muharebeler, benliğini öldürmesini bilmeyen insanın bir gaye uğrunda ölmesini öğrenmesi için Cenabı Hakk’ın ona verdiği kanlı derslere benzer.
Sayfa 276Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.