Din ve ahlak haricindeki diğer faktörlerin, örneğin medeniyetin daha ileri noktalara ulaşması,eğitim, yüksek maddi hayat standartlarının bu sonu gelmeyen felaketler silsilesine bir nokta koyabileceğine inanmak mümkün mü?
Herkes öleceğini bilir” dedi yeniden. “Fakat kimse buna inanmak istemez “
Reklam
Yeni biriyle tanışmanın ya da eskiden tanıdığım biriyle yeniden görüşmenin, onunla buluşup hayatında neler olup bittiğini anlatmasını dinlemenin getireceği zorlukları yaşmak istemiyordum aslında. Kendi hayatımdan bahsedemeyecek kadar bıkkın olduğum için de öylece oturup onu konuşmaya yüreklendiridim olsa olsa. Bir yıldan fazladır hayatım hareketsiz geçiyor, çok basit şeyleri yapmak için hep çok fazla vakit harcıyorum. Kalbim ise dönüşüme uğramayan benzersiz buz saçaklarıyla dolu bir ay kolonisine benziyor. Daha önce de kendimi böyle hissettiğimi ve hiç değişmeyeceğini düşünürken işlerin hep değiştiğini biliyorum, ama işlerin gerçekten değişeceğine inanmak bana göre hâlâ zor.
Sayfa 56 - Sel YayınlarıKitabı okuyor
ip
Her nesil, sırtında, bütün bir nesilin yükünü de taşımıştır. İnsan, köle olmuştur, sömürmüştür, sömürülmüştür, zalimlerin en zalimi, mazlumların en mazlumu olmuştur.Bütün bunlar olmuştur. Tarihse, hep akıp gitmiştir, gitmektedir.
144 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 33 days
Kierkegaard okumayı çok severim ama bu kitap, okuması gerçekten sabır isteyen cinstendi. Kierkegaard bu kitapta umutsuzluk üzerine felsefi bir soruşturmaya giriyor. O yüzden genele hitap etmek yerine kendi alanına hitap edecek bir dil ve üslup kullanmayı tercih etmiş. Bu da metnin okunmasını biraz zorlaştırıyor. Aynı anlama gelen ve tekrar eden çok fazla cümleye rastlıyoruz. Kitabın konusuna gelirsek, umutsuzluk üzerine daha önce böyle bir felsefi tahlil yapılmış mıdır bilmiyorum ancak hem felsefenin hem psikolojinin hem teolojinin kesişim kümesi bu masum kelime olabilir: Umutsuzluk. İnsanın ben olmayı istemesi, ben olamayışı, ben olmak istememesi, bir bene sahip olmayış, bir bene sahip oluş, olabilirliğin ve zorunluluğun umutsuzluğu, sonlunun ve sonsuzun kıskacında Tanrıya yaklaştıran bir ağrı... Böyle düşünmemiştim dedirten tespitler elbette var ancak kitabın temelde bir Hristiyanlık savunusu olduğunu da gözden kaçırmamak gerekir. Özellikle günah ile ilgili kısımlarda Hristiyanlık anlatısı zirveye ulaşıyor. Yine de okuması ilginç bir kitaptı. Son olarak umutsuzlar için küçük bir alıntı: "Bir bayılan olduğu zaman insanlar su, kolonya diye bağırırlar. Ama umutsuzluğa düşen biri için olanak, olanak diye haykırılır. Umutsuz kişi ancak olanakla kurtarılabilir. Bir olanak:Ve umutsuz kişimiz yeniden nefes alır, yeniden yaşamaya başlar, çünkü olanak olmadan nefes alınamaz diyebiliriz. Bazen insanların ustalığı, olanağı bulmak için yeterli olur! ama inanmak söz konusu olduğunda yalnızca bir ilâç vardır: Tanrı için her şey olanaklıdır."
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
Ölümcül Hastalık UmutsuzlukSoren Kierkegaard · Doğu Batı Yayınları · 20211,000 okunma
864 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 36 days
"Ben hayatım boyunca hep şanslı oldum ama biliyorsun."
Bu uygulamayı kullandığım müddetçe hiç inceleme yazacağımı düşünmemiştim ama birkaç basit şey söylemezsem de içim hiç rahat etmeyecek. Bazı cümlelerin beni ne kadar güldürdüğünden, edebi yoksunluğundan da söz etmeyeceğim. Sadece kalbimi kırmayı başardığı için bu puanı vermek istedim. "Hassas biriyseniz bu kitabı okumayın." dandik bir tavsiye. Umarım okursunuz ve kalbiniz kırılır tıpkı benimki gibi. İlk 200 sayfadan hoşlanmayabilirsiniz, Jude kapalı bir kutu o sayfalarda daha çok arkadaşlarını dinliyoruz. Sonra yavaş yavaş Jude'u tanıyoruz,çünkü gerçekten sindirmemiz lazım yaşadıklarını. Ve biz tanıyoruz gerçekten, 30 yılı aşkın süredir yanında olduğu arkadaşları değil. Başlığa yazdığım cümleyi Jude söylüyor arkadaşına, kitap boyunca iki kez ağladım birisi bu kısımdaydı. Daha fazla anlatamayacağım sadece okursanız anlarsınız. Ben değeceğini düşünüyorum, tanımaya değecek karakterler var. Siz işin hangi boyutuna inanıyorsunuz bilmiyorum. Belki ahirete belki yeniden doğuşa. Ama ben Harold'un da son sayfada bahsettiği gibi belki başka bir evrende ihtimaline inanmak istiyorum. Belki başka bir evrende seni, senin de bir değerin olduğuna inandırabilirler Jude. Eline bir kıymığın bile batmayacağı o hayatı sana borçlular. Ve son olarak Willem, ruhundan öpüyorum.
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,901 okunma
Reklam
Aynı cevabı veriyorum, hiçbir dile çevrilemeyecek o cevabı. Düşümle karşılaşmaya gitmem gerekiyordu. Aynı hayal kırıklığı. . İnsanların, kayalara yapışan istiridyeler gibi, başkalarının acılarına yapışmak gibi tuhaf bir saplantıları var. Başıma gelen şey onları kendileriyle yüzleştiriyor sanki. . Çoğunlukla çığlık atmak istiyorum, köpürüyorum.
aklımda kaldığı kadar
yarına inanmak rüyalarımı hatırlamaya çalışıyorum. çoğunlukla karman çorman ve gündelik. aklımı alan, aklımı böylesine alan, aklımı almasa ne olurdu... olan oluyor. rüyalarım gündelik olmasalardı. aslında pek de değiller. eski iç alanıma yeniden akmak isterdim. eskisi gibi olmaz. yeni iç alanıma derinleşmek isterdim. onu hissetmek. burada, bu kocamanlıkta sıkışmış gibiyim. bir kuş görüyorum serçe. üzerine güneş vuruyor. tüylerine yakından baksaydım ve görseydim göbeğinin hareketlerini nefes alırken. yine sanki. yine karnımdan vurulur muydum bir gerçekliğe yaklaşıp. yarına inanmak, zamana inanmak, zamanın iyileştirici gücüne. onu sıkıştırmamak. onun güzelliğine inanmak, ona direnmemek. bunun için nerelere gitmeli bu bilinmezlik beni allak bullak ediyor. aklımı alan, aklımı böylesine alan, aklımı almasaydı..
EĞER O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.