200 syf.
·
Not rated
Şampiyonluğa ithafen :)
“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek." Denilip çıkılan uzun bir yol. Ali Sami ve arkadaşları İngilizler gibi toplu bir halde oynuyor, kurallara uyuyor. Bir renge sahip olmak gerekiyor, oluyorlar; “Vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı ve turuncudan iz taşıyan tok bir sarı.” Bir isme sahip olmak gerekiyor, oluyorlar; Galatasaray!(Galata Sarayı Efendileri.) Türk olmayan takımları yenmek gerekiyor, hepsini teker teker yeniyor, Kupayı da Şilti de tüm baskılara rağmen söke söke alıyor. Yıl 1900 civarları, Yer İstanbul ve İstibdat dönemi, hafiyeler göz açtırmıyor, üstelik Türklerin futbol oynaması yasak. Ali Sami gözü kara bir çocuk, aklına bir şey girdi mi yapıyor üstelik buna ateş gibi yanan yüreği de eklenince karşısında ne hafiyeler ne de saray durabiliyor, yanındaki bir takım dostuyla hepsine kafa tutuyor. Galatasaray’ı kuruyor. Bir avuç Mekteb-i Sultani talebesi, bir hayalleri var. Hayalleri Galatasaray. Hepsi birer yıldız gibi parıldayıp gökyüzüne yardım ediyor. “Gerçekleri tarih, Tarihi de Galatasaray yazar.” Teşekkürler Ali Sami Yen, teşekkürler Emin Bülent, teşekkürler Tevfik Fikret, ve diğer tüm dostlarına…
1905 Bir Hayalden Bir Efsaneye: Ali Sami Yen
1905 Bir Hayalden Bir Efsaneye: Ali Sami YenEmir Kıvırcık · Mona Kitap · 201940 okunma
İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir.
Reklam
Birine yardım ettiğiniz zaman siz onları onurlandırmazsınız; onlar sizi onurlandırırlar. Hesap gününde sizin için şahit olurlar. Günahlarınız için mğafiret olurlar
Çocuk yetiştirmek
"Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en hayırlısı, kendisine dua eden salih bir evlattır." Hadis-i Şerif
Nureddin Yıldız
Nureddin Yıldız
diyor ki: "Çocuk eğitmeyi, cephede cihat etmek kadar ulvi bir iş olarak göremiyorsak, daha aşılacak çok mesafemiz var demektir." Kut Töresi gereğince de: "Er odur ki; kendinden ağırı
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve latettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi veya manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu... Ama bizim manevi hayatımızda, maddi hayatımızda bize eş, arkadaş olabilecek insan ne kadar azdır... Burada da birçok güya ahbap var, fakat insan hangisine içini dolduran dertleri, kafasını yakan düşünceleri açabilir?
Sayfa 50 - YKY
ZÂHİDÜ'L KEVSERÎ'NİN ÇERKESÇİLİĞİ ve YAVUZ SULTAN SELİM...
Zâhid Efendi'nin bu Çerkes taraftarlığı, hattâ onun tarihe bakışına da sirayet etmiş!. Bu tabiî önceleri malûm değildi. Fakat M. Sabri Efendi'nin kadere dair risalesine verdiği cevapta ortaya çıktı. Meğer bu yüzden de Sabri efendiye bir kırgınlığı varmış... Bu dargınlığa, daha önce cereyan eden şöyle bir hâdise sebep olmuş: Mısır basınında, "Bugünkü Türkiye Müslüman dünyasına niçin yardım etmiyor?" diye bir bahis açılmış. Bunun üzerine Abdullah Annan isimli bir tarihçi: - "Bugün Türkiye'den ne yardım bekliyorsunuz? Türkiye, Osmanlı Devleti olduğu devirlerde bile Müslüman dünyasına yardım etmemişti..." diyerek bir yazı neşretmiş. Bu yazı bir gazetede çıkınca, Miralay Sadık Sabri bey okuyup üzülmüş ve M. Sabri Efendi'yi durumdan haberdâr etmiş. M. Sabri Efendi hemen bir reddiye ve Osmanlıyı müdafaa eden bir cevap yazmış ve neşretmiş. Osmanlı padişahlarını ve Mısır'ı fetheden Yavuz Sultan Selimi medhetmiş. Bu medh Meğer Çerkes olan Zâhid Hoca'ya ağır gelmiş. (Malûm Tomanbay da Çerkes). Kader meselesinde Sabri Efendi'ye yazdığı cevapta lâfı buraya getirip şöyle diyordu: "Müftilenâm, son inkılâplardan sonra Türklükten istifa ettiğini yazmıştı; demek vazgeçmemiş! Yoksa Yavuz Selim'i övüp de başına belâlar getirmezdi. Tomanbay gibi bir kahramanı astırmış olan, yavuz Selim gibi bir yırtıcı kuş övülür mü?"
Sayfa 181 - 182, 183 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Zahid-ül Kevserî-, Zahid Hoca'nın Çerkesçiliği, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
212 syf.
·
Not rated
·
Read in 31 hours
Beyhude Ömrüm
Beyhude ömrüm kitabının ilk sayfalarında İmece usulü yapılan rekabetli bir hasattan bahsediyordu .Son sayfalarında belki de aynı yerde beyhude bir ömrün (!) son bulurken kimseciklerin kendi çocuklarının dâhi haberi olmadığını okudum.200 sayfalık kitaba ne çok şey sığdırmış Mustafa Kutlu. Kahramanımızın ilk önce hayallerini sonra da hayatını
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198.4k okunma
...gördüğün gibi Allah, Allah korkusu olanlara yardım eder.
Direnmenin bir işe yaramayacağını tahmin eden asiler, anlaşma isteğinde bulundular, fakat Düzce'nin Ethem Bey kuvvetleri tarafından değil, Albay Re'fet komutasındaki kuvvetler tarafından işgal edilmesini istediler, bunun için de, daha önce nasihat etmek üzere gönderilen ve fakat kendilerince rehine olarak elde tutulan Milletvekili Hüsrev
Sayfa 111Kitabı okudu
Aşırı yardım almak hem yeni şeyler öğrenmemize engel olur hem de acizliğin ve tembelliğin üstümüze çökmesine neden olur.
Sayfa 198
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.