Batı medeniyetinin üstünlüğünü kabul etmek ve teknik alanlarda onu taklit hareketi, 1718-1730 arasındaki bir kültür ve zihniyet değişimi olarak, tarihimizde Lale Devri adıyla anılmıştır. Bu dönemi üç kişi sembolize eder: Sultan III.Ahmet, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim paşa ve içki meclislerinin bülbülü büyük şair Nedim.
Sayfa 6 - Osmanlı devlet ve toplumunda yeni dönem (1700-1900)Kitabı okuyor
Atay'ın Tutunamayanları; burjuva düzeninin kurallarına, değer yargılarına, beğenisine, yaşam biçimine ayak uyduramayan, topluma yabancılaşmış yalnız insanlardır. Yazar küçük burjuva aydınlarını silkelemek için onların kültür değerleriyle, ideolojik tutumlarıyla, yaşamda bağlandıkları konvansiyonlarla alay eder, ama bununla yetinmez. Çünkü saldırı hedefi olan zihniyet sanat anlayışını da içerir ve bundan ötürü Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar. Böylece onların roman konvansiyonlarını da yıkmaya çalışır. Eğer yalnız birincisini yapsa ve klasik gerçekçi romanla işini görseydi, meydan okuyuşu böylesine köktenci olmaz ve sanat anlayışı bakımından bir uzlaşmaya girmiş sayılacağından, isyanı gücünden çok şey yitirirdi.
Sayfa 262 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Kitap okuyan, tiyatro izleyen insanlarla takılmak gerekirdi. Kültür ve açık bir zihniyet her şey demekti. Böyle insanlara sevgi ve değer verilmeliydi.
MEB yeni müfredatta metin türleri içine; hiper metin infografik grafik simge vlog fragman dijital öykü türlerini ekliyormuş. Sınanmamış, gelişmemiş, içeriksiz-derinliksiz metin bile denmeyecek çiziktirmelerin müfredata girmesi ne kadar abes. Gençleri yüksek bir seviyeye çekmek gerekirken Milli Eğitim en banal, en bayağı seviyeye çekiyor koskoca maarifi. Çocuklara, gençlere kaliteli, derinlikli, hayata ve dünyaya bakışını geliştirecek metinleri sunmak varken zaten her gün iç içe oldukları ucube tarzları müfredata yerleştirmek “ihtiyar kompleksi”nden başka ne olabilir ki? Yıllarca halk goygoyu, popülizm millet hayatını mahvetti; şimdi de “gençleri anlama” popülizmi için en yıkıcı anlayış geliyor. Müfredat demek zihniyet, kültür savaşı, paradigma, varoluş, kendilik demektir. Kemalizm ve modernleşmeci Batıcılıkla hesaplaşmayı geçtik; küresel kültüre bütünüyle teslim oluyoruz anlaşılan! Ercan Ýıldırım
Evrensel hukuk hayali üzerine
İnsanlık tarihi bize şunu öğretiyor: Normatif hukukun tüm bireyler (yurttaşlar) için geçerli sayılan ilke ve kavramlarının düşüncede yaratılmış ideal evrenselliği ile farklı bireylerin, farklı grupların, farklı zümrelerin, farklı sınıfların ve nihayet farklı toplumların farklı çıkar, ilgi, amaç ve değerlerinin tekilliği ve özgüllüğü arasında kapatılamaz bir uçurum vardır. En önemlisi de, evrenselci bir söylem içerisinde gruplar üstü, sınıflar üstü, çıkarlar üstü, yönetimler üstü, ideolojiler üstü bir şekilde sunulan bir hukukun arkasında da, bir grubun, bir sosyal sınıfın ve giderek bir kültür çevresinin ilgi, çıkar, amaç, değer, yönelim, zihniyet ve ideolojisinin yattığı, özellikle Yeniçağ Batı tarihinden bildiğimiz bir husustur.
Aynı zihniyet aileyi ahlâktan ayırdı. Onu ödev ve mesuliyet kaynağı olmaktan çıkarıp zevk ve saadet yeri yaptı. Okuldan ahlâkı ve ahlâkın kelimesini de uzaklaştırdı. Bugünkü okul, sadece öğretim yeridir.
Sayfa 94
Reklam
Müslümanca düşünmeyi yeniden keşfetmek
1000kitap.com/yazar/celal-fed... Türkiye’de İslamcılar, Batılıların, Müslümanca düşünme ve yaşamayı siyasî bir proje olarak resmedip insanların ondan uzak durmalarına bir çözüm üretemediler. Bu nedenle de dünya üzerinde hakkını aramak için mücadele eden her Müslüman, ‘cihatçı’ olarak resmedilip yaftalandı. ‘Cihatçı’ dediklerini
ERKEK TİPOLOJİLERİ Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
Süregiden eski gelenekler, tedavülden kalkmış sözler, terimler; duygusal ve mantıkdışı şeyler: Bütün bunlar zihniyet tarihinin kendine özgü alanına girmekte, onu fikir tarihi ya da kültür tarihi gibi kurumlaşmış disiplinlerden (yine de bazı araştırmacılar için zihniyet tarihi öbür ikisini de kuşatmaktadır) ayırmaktadır. Menocchio vakasını yalnızca zihniyet tarihinin sınırları içinde tartışmak, onun dünya imgelemindeki güç- Jü akılcı unsuru (bunun ille de bizim akılcılığımızla özdeş olması gerekmez) azımsamak demek olur. Ama zihniyet tarihinin yöntem- lerinin izlenmesine karşı çok daha can alıcı bir başka görüş de, bunun belirleyici olarak sınıfsız bir nitelik taşıdığıdır. Bu tarih "Sezar'la en küçük rütbeli lejyoneri; Aziz Louis ile tarlalarında çalışan köylü; Kristof Kolomb ile denizcilerinden biri" arasında neyin ortak olduğunu ortaya koymayı amaçlar.
487 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.