Yafta, önyargı ve haset. Bu hisleri içinde taşıyan bir insan, yaşı fark etmeksizin, doğru gözlem yapamıyor, bir başkasında rastladığı iyiyle kötüyü ayıramıyor ve çaresi yok, gelişimden uzak kalıyor. Bu ayrımı yapabilmek ise insanlaşma çabamızın bir parçası.
"Ben aslanlığı ile sevinen güçlü bir adam olduğum için,
Ülkemin patikalarını genişlettim, anayollarını düzelttim."
Sayfa 98Kitabı okuyor
Saygı; bir yanıyla karşındakinin yaşamını, sen onaylamıyor olsan dahi, yargılamamak becerisidir.
Özür dilemeyi bür acziyet değil bir erdem olarak gördüğünüz zaman hayat sizin için de karşınızdaki insanlar için de katlanılabilir hale geliyor.
Başkasından korkan kendini korumak için kolayca kabalaşabiliyor.
Bilgim arttıkça ne kadar az şey bildiğimi ve ne kadar az şey bilebileceğimi gördüm.
Sayfa 119Kitabı okuyor
Yaşam dinamiktir. Benim kalıplara sıkışmaya uygun bir ruhum yok.
Sayfa 116Kitabı okuyor
Başarılı olmanın altın kurallarından biri hedefe gözünü diktikten sonra kendini o yoldan alıkoyacak her şeyi görmezden gelebilmektir. Bir kere hedefe doğru yürümeye başladıktan sonra asla geri dönmeyeceksin. Yolda öğrendiklerin seni bir başkası haline getirecek ama geri dönersen aynı kişi olarak kalırsın.
Sayfa 116Kitabı okuyor
Babilliler bu adlardan 50 tanesini yeni yarattıkları Tanrı Marduk'a vererek tek Tanrı düşüncesine doğru bir adım atmışlardı.
İslam dininde Allah'a verilen 99 ad, aynı geleneğin bir devamı gibi görünüyor.
Tevrat'ta kural daha katı. “Bir kız evlendiğinde bakir olmadığı kanıtlanırsa taşla öldürülüyor.”(Tesniye, 22:13-21)