Kabrin toprakla doldurulmasından, Kur'ân-ı Kerim okunup dua edilmesinden ve cemaatin mezarlıktan gitmesinden sonra bir kişi kabrin başında kalıp ölüye iman esaslarını yüksek sesle söyleyerek hatırlatır. Buna "telkin" denir. Telkinin yapılması câizdir; Şâfiîler ise telkini müstehap görürler. Cemaat dağıldıktan sonra imam veya bir başkası kabrin başında ve ölünün yüzüne karşı durur. Ona adıyla hitap ederek, "Ey falan!" diye üç defa seslenir ve sonra şöyle der:
"Ey falan! Hayatta iken benimsediğin şu hususları hatırla: Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed O'nun elçisidir. Cennet ve cehennem gerçektir. Ölümden sonra diriliş gerçektir. Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. Allah kabirde yatanları yeniden diriltecektir. Şüphesiz sen rab olarak Allah'ı, din olarak İslam'ı, peygamber olarak Muhammed'i, rehber olarak Kur'ân-ı Kerim'i, kıble olarak Kâbe'yi ve kardeş olarak müminleri seçmiş ve bununla mutlu olmuştun. Rabbim Allah'tır, ondan başka ilah yoktur, ben O'na dayandım. Büyük arşın rabbi de odur." Bunları söyledikten sonra üç kere, "Ey Allah'ın kulu! 'Allah'tan başka ilah yoktur' de!" diye söyler. Sonra da yine üç kere, "Rabbim Allah, dinim İslam, peygamberim Muhammed'dir. Ey rabbim! Sen onu tek başına bırakma, herkes göçüp gittikten sonra kalıcı olan biricik varlık sensin!" denilir.