YILDIZI, YILDIZ BÖCEĞİ GİBİ KÜÇÜK GÖSTERİYORSUN
Şeytan yine döndü, dedi ki: Kur'anın mesaili gibi çok zâtlar o çeşit mesaili din namına söylüyorlar. Onun için, bir beşer, din namına böyle bir şey yapmak mümkün değil mi? Cevaben Kur'anın nuruyla dedim ki: Evvelâ, dindar bir adam din muhabbeti için "Hak böyledir. Hakikat budur. Allah'ın emri böyledir." der.
Sayfa 311
"İnsanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. Herkesin derdi kendine, dünyanınki de hepimize." İnsanlar o acılarından kurtulmaya çalışırlar çalışmasına, sevişme sırasında, onu ötekinin sırtına yıkarak, ama beceremezler tabii ve ne yaparlarsa yapsınlar, sonunda tüm acılarıyla baş başa kalırlar ve bir daha denerler, bir kez daha acılarını kakalamaya çalışırlar. “Çok güzelsiniz, Küçükhanım,” derler. Ne ki yaşam onları yeniden yakalayıverir, aynı küçük numarayı bir kez daha deneyinceye kadar."
Reklam
İnsan olanın çünkü, canı yanar. Bu böyledir. Kendimizi elimizden geldiğince korumakla mükellefiz, ama dünya ağrısını geçiremeyiz, Feribe. Senin de yanacak. Engelleyemediğin için kendine kızamazsın.
Sayfa 146 - Hep Kitap
"Zina! Hanımefendi zinaya takmış . Sevişmenin yaratıcı şehvetiyle ürpermek ; doygunluğun ardından gelen o engin huzur ve uykulu sevecenliğiyle sarhoş olmak!.. Söyler misin kuzum , bunları karısından ya da kocasından başka birisinde bulduğu için bir insanı nasıl suçlarsınız? Bu büyük uyum , bu eşsiz buluşma zina diye küçümsenip , karalanabilir mi? Evli kadınlar böyledir işte . Bütün hayatları boyunca aşkı aradıklarını söylerler , bulunca da arkalarına bile bakmadan kaçarlar . Hem de hangi yöne? Kocalarına ; onları hayatları boyunca mutsuz edecek erkeklere."
Biz buna tefekkür diyoruz siz başka bir şey :)
Görebilmen ve yaşayabilmen için bu hayatın uyumunu algıla. Eğer ağaçların yapraklarına bakarsan, bir ritimle rüzgarda salındıklarını görürsün. Suyun akışı da böyledir. Hiç suyun akıntısına, kıvrımlarına ve akışlarına ve bunların düzenine baktın mı? Göle bir taş attığında birbiri içine dağılan ve yayılan dairelerin oluştuğunu görürsün. Hiç kesilmiş ağacın halkalarına baktın mı, nasıl düzgün bir şekilde yan yana duruyorlar. Eğer bu halkalar bu kadar hesaplı olmasaydı bu ağaç kütüğü böyle hacimli olamazdı. Doğanın bütününde bu düzen, bu hesap ve kısıtlama var. Füruğ Ferruhzad
İnsanın canını sıkan, kızdıran, öfkesini ayağa kaldıran şeyler olaylar ya da kişiler değil, o olaya ya da kişiye dair zihnimizde oluşturduğumuz kodlamalardır. Yani bakış açımızdır. Yağmurun kimine göre 'rahmet', kimine göre 'zahmet' olmasının nedeni budur. Nitekim yağmur aynı yağmur olmasına karşın biri dışarı bakar ve "off şimdi trafik sıkışacak, çocuklar okula giderken ıslanacak, her yer çamur olacak, nereden çıktı şimdi bu der. Bir diğeri içinse aynı manzara "çok şükür 'rahmet' yağıyor, barajlar doluyor, toprak bereketleniyor, çocuklar okuldan gelsin de bahçeye inip ıslanalım, su birikintilerinde yaprak yüzdürelim" olarak yorumlanabilir. Hayattaki her olay böyledir. En uç noktada 'ölüm' bile, kimini darmadağın ederken, bir diğeri için "şehadet makamına kavuştu" cümlesiyle algılanıp şükür sebebi bile olabilir.
Sayfa 23
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.