Nice 100 yıllara, senin izinde!
Tam 100 yıl önce temelini attığın bu koca çınarı senin izinde, senin düşüncelerinle, senin adımlarınla, senin biliminle, senin inancınla yaşatmaya devam ediyoruz. Bizi yıldırmaya çalışan, vazgeçirmeye, engellemeye çalışan herkesin, her düşüncenin dimdik karşısında duracağız. Ne seni, ne Cumhuriyeti unutmayacağız, unutturmayacağız. Sana söz; umutsuzluğu, imkansızı kalbimize taşımayacağız. Sana söz; bu cumhuriyetin kadınları, erkekleri senin izini devam ettirecek. Sana söz; bu cumhuriyetin evlatları, seni kalbinde hissederek, seni bilerek büyüyecek. Sana söz; bu topraklar için, bu cumhuriyet için elimizi taşın altına koymaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Sana söz; bize miras bıraktığın bu vatanı canımız pahasına korumaktan gocunmayacağız. Bir çift mavi göz yolumuzu her zaman aydınlatacak, en karanlık anda bile seni göreceğiz, senin gibi göreceğiz, sana söz. Türkiye Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz. Bu topraklar cumhuriyetin nice yüz yıllarına şahitlik edecek. Sana söz.
Cumhuriyet Çınarı
Bir hitit destanında der ki;
"Umudunu kesme. Bir ağaç kurumamışsa, bu mevsim değilse öteki mevsim çiçek açar.
Bu mevsim değilse, öteki mevsim meyve verir.
Yeter ki ağaç kurumasın."
Cumhuriyet çınarı altında toplanın.
Kul, müşteri ve seçmen olmayı bırakın.
Cumhuriyet çınarı solmasın.
Siyasi partiler, siyasiler olmazsa olur yalnız Cumhuriyet olmazsa olmaz.
Önder KARAÇAY
“Gazi, Afet Hanım ve bazı görevliler Yalovaya geçtiler. Köşk Gazinin istediği gibi sade bir biçimde döşenmişti.
İkinci çiftlikte de Gazi için deniz kıyısında, terasından, gün batımının bütün güzelliği ile görülebileceği iki katlı, ahşap bir ev yapılmıştı. Yanındaki çınar ağacı sorun çıkarıyordu. Bir dalı rüzgârlı havalarda binanın çatısını zorlamakta, alçak bir dalı da terastan denizi görmeyi engellemekteydi. Mimar çınarı dikkate almadan evi yanlış yere oturtmuştu. Kolay çözüm dalları kesmekti. Ama güdük bir iğde ağacının kesilmesine günlerce üzülmüş bir insan çınar ağacının kocaman dallarının kesilmesine razı olur muydu Gazi duraksamadan evin yıkılmasını istedi. Ağaç bir canlıydı. Evden daha değerliydi. Bu emre herkes kendi üslubunca itiraz etti.
Sonunda evin kaydırılarak ağaçtan 5 metre uzağa çekilmesi kararlaştırıldı.
Bu, dünyada ilk kez yapılacak bir işlem olacaktı. Daha dünyada doğayı, çevreyi koruma bilinci uyanmamıştı. Bu bilinç Yalovada anıtlaşacaktı. ”
