Çünkü Dada bilinçli bir başkaldırmadır. Geçmişinin, geleneği nin bütün yapısını, inceliklerini, yozluklarını bi lir, onlara karşı koyar. Oysa -Hayti Adaları» hiç farkına varmadan geleneği incitmemeye çalışıyor.
Dadaizm de her tür anlamlı bağlamdan feragat eder. Dil anlamdan tümüyle arındırılır: "Hayattaki olayların ne başı ne de sonu vardır. Her şey çok aptalca cereyan eder. Bu yüzden her şey aynıdır. Basitliğin adı Dada'dır." Dataizm nihilizmdir. Anlamdan bütünüyle vaz geçer. Veriler ve sayılar işlemseldir, anlatısal değil. Halbuki anlam anlatıya dayanır. Veriler anlam boşluğunu doldurur.
André Breton: "Sürrealizmin Beyannâmesi"ni 1924'te Paris'te yayınladı. Yerleşmiş san'at ve edebiyat değerlerini kökünden sökmek isteyen Dada hareketinin hazırladığı zemin üzerinde ilk sistemli inşâ teşebbüsü budur. Freudizm'in derinleştirdiği şuuraltı araştırmalarından ilham alır. İnsan ruhunun gün görmemiş ve el değememiş karanlık bölgelerinden fışkıran impuls'lara değer ve düzen vermek isteyen sürrealizm aklın kontrolünden kaçan bütün şuur dışı, tesadüfe bağlı ruh hallerinin, delice hayallerin, rüyaların, birsam (hallucination)ların ve hezeyanların san'at nazariyesidir. Mese le bütün bu şuuraltı muhtevasını, şuurun ve aklın kontrolünden kaçırarak ifade etmenin yollarını bulmaktır: san'atkârın ruhunu uyanıkken, görülen rüyanın serbest tedâilerine kavuşturmaktır.
Hareketin lideri Tristan Zara adında Romanyalı bir şairdir. Hiç bir nazariyesi, eskiyi yıkmaktan başka hiç bir gayesi yoktur. Yirminci asırdaki ilk cihan harbinin insanlarda uyandırdığı hayal kırgınlığı, bezginlik ve eski olan her şeye karşı duyulan isyan duygusu, komünizm temayülleriyle de birleşerek san'atta, Dadaizm hareketini doğurmuştur. Tristan Zara komünisttir. Sağ mıdır, bilmiyorum. 1936 da kendisini Paris'te, meşhur Coupole kahvesinde tanıdım. Uzun konuştuk. Dada'nın bir sistem olmadığını ve Sürrealizm'e zemin hazırladığını anlattı. Cep defterinde Türkiye'deki komünist yazarların isimleri vardı. Abidin Dino ile sıkı arkadaşlıkları bulunan bâzılarının komünist olduklarını ben de bu zattan öğrendim. Militan olmakla beraber kayıtsız şartsız Marx'çı değildi. Esaslı tenkileri vardı. Kendisiyle rahatça konuşulabiliyor. Marxism aleyhindeki fikirleri anlayışla karşılıyordu. Edebiyattan ayrılmıştı ve şiir yazmıyordu.
ağır ağır geçen gri sabahları hatırlıyorum
kollarımızın limanında bir gemi
hayatı kucakladım en sağlam köklerinde
vefalıydım katladım tuttuğum sözlerimi
sakin sakin içtiğimiz gecelerden ne anlatayım
saatler ne kısaydı ateşli ekimler
bir anda yoğun sellere yakalanırdı
Paris çiçekli rıhtımlardaki tatlı işkencem
bin sene bin sene geçti gitti bir yaz günü çakan şimşekle
bakireler kurban edildi mitin aklığı önünde
kimse onların deli bilgeliğini araştırdı mı
şüphenin kibirlerine adanmış silahlarını
çıplak bir masumiyetle buluşacağım
kafası karışık yıllarımın dört yol ağzındayım
adımlarıma eşlik eden günün çığlığı arasından
aşkı keşfettim
kimsenin ad koyamadığı o keskin duygu
kederimi katlayan görüşümü keskinleştiren
sınırsız sorular kayıtsız bir nefes
ele avuca sığmaz varlığımı su üstünde tutan