"Ahhh... Ahh. .." dersin, "keşke bir evim olsa da şu kiradan kurtulsam o kadar rahat edeceğim ki..."
Bir evin olur, 2+1.
"Biraz büyük olsa, şuraya bi konsol sığsa ne güzel olurdu." dersin sonra.
O da olur, valla olur!
Daha büyük bir ev de alırsın.
Üstünden az biraz zaman geçer sıkılmaya başlarsın: "Keşke
"Ahhh... Ahh. .." dersin, "keşke bir evim olsa da şu kiradan kurtulsam o kadar rahat edeceğim ki..."
Bir evin olur, 2+1.
"Biraz büyük olsa, şuraya bi konsol sığsa ne güzel olurdu." dersin sonra.
O da olur, valla olur!
Daha büyük bir ev de alırsın.
Üstünden az biraz zaman geçer sıkılmaya başlarsın: "Keşke
Sen geliyorsun içimin dağınıklığı toplanıyor. Baş köşede beş yüz yıl var gibisin. Ellerim seni biliyor. Yüzüm sana tapınak. Sen varsın, evim ömrüm sen kokuyor. Bütün kötüler şehri terkediyor ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda. En güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken. Beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim. Sen geliyorsun her şeyi unutuyor aklım. Aklım güzelliğini almıyor. Senin adın ağızımdan çıkarken, dünyanın en güzel kirpikleri yan yana diziliyor. Sanki denize bakar gibi gülümseyişin takılıyor ellerime. Sen geliyorsun, ben kalmıyorum kendimde.
Köklerine dönüş hikayesi
Yazar Yorgo Andreadis'in köklerine dönüşünü anlatan bu kitap, biçim itibariyle 
Fakir Baykurt Dede'nin 
Eşekli Kütüphaneci 'sine oldukça benziyor. Babaannesinin kökleri ile ilgili anlattığı anekdotları, anıları, yıllar sonra yerlerinde görmek üzere bir yolculuğa çıkıyor yazar. Ailesinin doğup büyüdüğü yerleri görmek yazarı oldukça duygulandırıyor.
Yunanistan'ın Pontos dediği bölge, bugün ülkemizin kuzeydoğu Karadeniz Bölgesine ait Trabzon, Gümüşhane, Rize ve Artvin dolaylarıdır. Yazar yıllar sonra geldiği bu bölgede tam anlamıyla istediğini bulamasa da zaman zaman hüzünlü zaman zaman sevinçli duygulara kapılarak, özlemini gidermeye çalışıyor.
Yazarla ilgili en ilginç anekdot, yazarın 1998 yılında Türkiye'ye girişinin yasaklanması. Kendisine ajan yakıştırması yapılarak alınmış bu kararı kaldırmak için dönemin aydınları epeyce uğraşmış, fakat hiçbir sonuç alınamadığı gibi bir de ters tepmiş. Dolayısıyla bu da yazarın bu olaydan oldukça fazla etkilenmesine yol açmış.
Özetle güzel bir kitaptı, tavsiye ederim...
Sen geliyorsun içimin dağınıklığı toplanıyor.
Baş köşede beş yüz yıl var gibisin.
Ellerim seni biliyor.
Yüzüm sana tapınak.
Sen varsın, evim ömrüm sen kokuyor.
Bütün kötüler şehri terkediyor ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda.
hatırla ๑˙✧* ✿
Bunlar benim sana son satırlarım,
Farz et ki hiç hayatında olmamışım,
Farz et ki hiç seni sevmemişim,
Ya da bir yağmur fırtınasında sel gibi akıp gitmişim...
Kaybolup gittim senin için hiç olmadım qq 0 güzel hatırla!
Çünkü ben seni sevdim,
Çünkü ben seni kalbimle sevdim,
Çünkü ben seni her şeyim ile sevdim..
Beni güzel hatırla!
Ben sana sırdaş