Güneş batarken unutulmuş ölüler ve hortlaklara basa basa yürüyormuşuz gibi bir duygu sarmıştı içimi.
‘Baba, Bana Güneşimi Getir!’
“Babası Karaca Ahmet ile dağın zirvesine çıkmışlar, kan ter içinde kalmışlardı. Biraz soluklandılar. Babasından gördüklerini anlatmasını istedi. Babası vücudu titreyerek, dili kekeleyerek, kelime kelime anlattı hepsini. Ne gördüyse, gördüklerini bir resim çizer gibi süslü kelimelerle anlattı oğluna. Bir tek gökteki güneşten bahsetmemişti. Veysel başını babasının omzuna yaslamış, masal dinler gibi dinliyordu. ‘Baba, güneş tam tepede mi?’ ‘Evet oğlum, tam başımızın üstünde.’ ‘Peki, yine rengi sapsarı mı? Hani bazen batarken kızıla dönüşüyor ya?’ Sustu baba. Büktü boynunu, içini deşen azaptan biraz olsun kurtulurum niyetiyle. Veysel babasının dizinden indi. Ayağa kalktı. Kollarını yukarıya doğru yay gibi, dua eder gibi açtı. Yüzünü gökyüzüne doğru çevirmişti. Sanki güneş toplamak için avuçlarını bir açıyor, bir yumruk misali sıkıyordu. Başını yerden kaldıran baba, oğlunun ne yapmak istediğini anladı. İnce bir sızıydı gözlerinden akan yaşlar. Tam o sırada Veysel sarsıla sarsıla ağlamaya başladı: ‘Baba! Bana güneşimi getir!’ Birkaç kez tekrarladı: ‘Bana güneşimi getir!…”
Reklam
Bu kadar basit!
" Güneş batarken seni görmek istiyorum..." Cassandra Wilson
Güneş batarken, her ne yapıyorsan bırak ve onu seyret. ❤️🌅
Kitap okumadığım veya kanoyla dolaşmadığım zamanlarda ormanda yürüyüşe çıkıyordum. Sonbahar akşamları ılık ve uzundu. Güneş batarken son ışıklar yavaş yavaş ağaçların arkasında kayboluyordu. Geceleri etrafa öyle bir sessizlik çöküyordu ki yere iğne atsanız duyulurdu. Otoyoldan geçen arabalar vardı elbette ama saat ondan sonra gelen giden kalmazdı. Ondan sonra dünyam bana, ağaçların arasından esen rüzgara ve dalgıçkuşlarına aitti.
“güneş batarken seni görmek istiyorum başkaca bir şey yok.”
Metis
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.