Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir zaman ait olmadığım o Nişantaşı'ndaki ev, yalnızca kabuslarımın, korkulu rüyalarımın, ateşli hastalığa yakalandığım kimi gecelerin vazgeçilmez dekoru olarak kaldı. Orada yalnızca renksiz, ruhsuz geçmiş bir çocukluğu değil, aynı zamanda kaçırılmış bir hayatın imkanlarını da bırakmış gibiydim. Ne yaparsam yapayım hayatımın bir daha onaramayacağım temel bir parçası, pencerelerinden, aralıksız yağan yağmurlu öğle sonralarının sokağını derin bir iç sıkıntısıyla seyrettiğim, hava tam kararmadan ışıkları asla açılmayan o kasvetli evde kaldı. Herkes ölüp gittikten sonra, o ev satılırken, içim burkuldu; eve, evi satıyor olmama değil, o evde kaybedilmiş bir hayatım olduğuna yanıyordum. Ruhumu ve dünyamı çocuk yaşta karartmış olan ailemin üyelerini bağışlayacak zamanım bile olmadı. Birdenbire ardı ardına ölmeye başladılar. Bana bu şansı bile tanımadılar. Bana hayaletleri kaldı. Yaşarken tanımadıklarınızı, öldükten sonra da tanımazsınız. Hayatınız yabancılarla geçmiştir.
Reklam
O kadar haklı ki. Ânı yasamak herkese nasip olmuyor maalesef..
Tek doğru ve gerçek olan şimdiki zamandır: Bu, gerçek anlamda doldurulan zamandır ve varlığımız sadece bu zamanda yer alır. Bu nedenle bu zamanı daima kabul edilmeye değer, mutlu bir şey olarak görüp aksiliklerden ya da acılardan bağımsız olarak her saatinin tadını olduğu gibi çıkarmalı, yani onu geçmişte yitirilmiş umutlarla ilgili surat asarak ya da gelecek için kaygılanarak berbat etmemeliyiz. Çünkü geçmişe duyduğumuz öfke ya da ona yönelik gelecek kaygısı nedeniyle anın güzel bir saatini geri tepmek ya da bu saati düşüncesizce mahvetmek aptallıktır. Kaygıya, evet kedere bile zaman ayırmak, sonra da yaşananlar hakkında düşünmek gerekir.
Sayfa 169Kitabı okudu
394 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Kitap öyle çok yönlü yazılmış ki hangi pencereden konuya gireceğimi şaşırmış durumdayım. Dostoyevski'nin o güçlü kalemi, kişinin yüzündeki bir çizgi değişiminden yaptığı muazzam ruh tahlilleri okuru o kadar etkiliyor ki betimlemleri beni aşırı heyecanlandırdı diyebilirim. Kitapta geçmiş ve gelecek anlatılıyormuş gibi bir yanılgıya düşmemek
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,8bin okunma
Şimdiki zaman herkes için aynıdır, bu yüzden geçmiş zaman da aynıdır ve yitip giden sadece bir andır. Herhangi biri ne geçmişi ne de geleceği yitirmemiştir. Birinin sahip olmadığı şeyi, herhangi birisi nasıl söküp alabilir ondan? Bu yüzden şu iki şeyin unutulmaması gerekir: ilki, ezelden beri her şey aynıdır, hep aynı döngülerdir tekrarlanan ve hiçbiri farklı değildir; herhangi biri, yüz ya da iki yüzyılda, ya da sonsuzlukta hep aynı şeyleri görür. ikincisi, bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.
Sanat uzmanları ya da eleştirmenler edebiyat, müzik ya da resimde zaman'ın nasıl ele alındığı üzerine tartışırlarken, zamanın tespiti yöntemlerinden söz ederler. ... Zamanı geri çeviremezsin derler. Bu bir tek, geçmiş geri getirilemez anlamında doğrudur. İyi de, şu geçmiş denen şey özünde neyin nesidir? Geçip gitmiş olan şey mi? O zaman, 'geçip gitmiş' ne demektir, özellikle de geçen her anın, gelgeç olmayan şimdiki zamanın gerçekliğini herkes geçmişte buluyorken? Geçmiş bir anlamda şimdiden daha gerçek, en azından daha durağan, daha kararlıdır. Şimdiki zaman parmaklarımızın arasından akan kumlar gibi kayar gider ve önemli, ele gelir ağırlığı ancak anılarda kazanır.
Reklam
1.000 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.