Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey avuçiçleri, çekip çıkarın bu eskici dükkânı benden, Karanlık tabutlarınızı, mavi göztaşlarınızı. beyin salatalarınızı, cilâlarınızı, gömüt taşlarınızı, helâ taşlarınızı... ve onarın o yıkık düşsel pembe güllerinizi Kapatıp parmaklarınızı bu tiksinç kuraklıkta bir zilin sel sonsuzluğuna... ver bana ellerini ver bana ellerini ver bana akış akış ne iş o bakış
Mavinin tonlarındayım..!!!
♤Hiçbir karanlık içimdeki kuyudan daha tehlikeli, hiçbir gökyüzü içimdekinden daha mavi olamazdı nasıl olsa.
Reklam
Hiçbir karanlık içimdeki kuyudan daha tehlikeli, hiçbir gökyüzü içimdekinden daha mavi olamazdı nasıl olsa.
İnsan sevdiğine kavuştuktan sonra ekmeği olsun,ayranı hiç olmasın yemeği sadece darı olsun yorganı mavi gök olsun döşeği kuru yer olsun yastığı sert taş olsun torbası omzunda olsun torbanın dibi delik olsun yurdu buralar olmasın. Acem ve gavur ellerinde olsun Sevgilisi insanın istediği gibi olduktan sonra gün boyu avare olsun. Aşsız, katıksız, ekmeksiz olsun?
Dışarda soğuk safirden, bakırdan, cıvadan bir gece uçuyor gece uçarken kulaklarına dokunuyor bekçinin bekçi mavi zehir şiddetinde düdük çalarak bir soru soruyor karanlığa bütün cevaplar sendedir, saklama diyor karanlık ona bekçi en saklı yerinden bir banka broşürü bir piyango bileti çıkarıp gösteriyor copunu gösteriyor lisebirdeki oğlana sonra acılı olduğu açıkça anlaşılan bir kadına bıyık buruyor buruk bir sabah başlıyor acılı olduğu açıkça anlaşılmayan dünyada
...bulduğum bütün mumları yaktım, yalnız kalmayayım diye. Boya takımını aldım, Madam Rosa'nın dudaklarını, yanaklarını boyadım, kaşlarını sevdiği şekilde çizdim. Gözkapaklarını maviyle beyaza boyadım, üstlerine de onun yaptığı gibi ufak yıldızlar yapıştırdım. Takma kirpiklerini takmak istedim, ama durmadılar. Madam Rosa'nın artık soluk almadığını görüyordum, ama umrumda değildi, soluk almadığında da seviyordum onu. Şemsiyem Arthur'la yanındaki şiltenin üstüne oturdum, kendimi daha da kötü hissetmeye çalıştım bütün bütüne öleyim diye. Karanlık çökünce mum yaktım, bir daha, bir daha, bir daha yaktım. Sonra mavi palyaço, fazladan dört yaşıma rağmen beni görmeye geldi, kolunu omzuma koydu. Heryerim ağrıyordu, sarı palyaço da geldi, yeni kazandığım dört yaşı boşverdim, umurumda değildi.
Reklam
Şimdi o son (sonsuz) ilkbaharda, dolunayda, ay ışığının, suların yıkadığı büyük bir mücevher kutusu gibi parlayan kentin, ışıktan gözü kamaşmış, yumuşak havasına kendimizi bırakarak nasıl birlikte yürüdüğümüzü anımsıyorum. Karanlık alanların, ıssız ağaçların arasında, bir gece yarısından bir başkasına uzanan, oksijenden daha mavi uzun tozlu yollarda gezinen görünmez divanelik.
Sayfa 166
"İçinde ilahi ne varsa yok olmuştu; yaşama gücü, canlılığı kalmamıştı ki dürtsün onu. Ölmüştu. Ruhu ölü gibiydi. Bir hayvandı o, iş hayvanıydı. Ne yemyeşil yapraklarım arasından geçerek inen gün ışığının guzelliğini görüyor, ne de kozmik sonsuzluktan bahseden ve sırlarını o yaprakların hışırtılarında açığa vuran mavi gök kubbenin fısıltılarını duyuyordu artık. Hayat dayanılmaz ölçüde sıkıcı ve aptaldı; feci bir tat bırakıyordu ağzında. İçgörüsünün aynasının üzerine simsiyah bir perde inmiş, güneş ışınlarının girmediği karanlık bir hastane odasında yatma hayalinden hoşla-nır olmuştu. "
Yine de Elfçe sözler mutad olduğu üzere hatırasında kazılı kaldılar ve çok uzun bir zaman sonra elinden geldiğince yorumladı onları Frodo: Dili eski elf şarkılarının diliydi ve Orta Dünya'da pek bilinmeyen şeylerden söz ediyordu. Ail laurie lanlar lassi sûrinen, yeni ûnotime ve râmar aldaron! Yeni ve Hnte yuldar avânier mi oromardi Ussemiruvöreva Andûne pella, Vardo tellumar nü luîni yassen tintilar i eleni ömarya airetâri-Hrinen. Si man i yulma nin ençuantuva? An si Tintalle Varda Oiolosseo vefanyar mâryat Elentâri ortane ar i İye tier undulâve lumbule; ar sindanöriello caita morni'e ifalmalinnar inıbe met, ar hisie untûpa Calaciryo miri oiale. Sı vatmanâ, Römellovamva, Valimar! Namdrie! Nai hiruvalye Valimar. Nai elye hiruva. Namdrie! "Ah! altın gibi dökülüyor yapraklar rüzgârda, uzun yıllar ağaçların kanatları gibi sayısız! Uzun yıllar Batı'nın ötesinde, yıldızların Varda'nın kutsal ve kraliçelere yakışır sesinin şarkısıyla titrediği mavi seması altındaki yüksek saraylarda içilmiş yudum yudum bal likörü gibi gelip geçti. Şimdi kadehi benim için kim dolduracak? Çünkü artık Tutuşturan, Varda, Yıldızların Kraliçesi, Hepak Dağı'ndan kollarını bulutlar gibi kaldırdı ve bütün yollar derin gölgelere battı; kurşuni ülkeden çıkan karanlık, aramızdaki köpüren dalgalar üzerine uzanmış ve sis Calacirya'nın cevherlerini sonsuza kadar örtmüş. Artık yitti, yitti Doğulular için Valimar! Elveda! Belki sen Valimar'ı bulursun. Belki sen bile bulabilirsin onu. Elveda!" Varda, bu sürgündeki elflerin Elbereth dedikleri Hanım'ın adıdır.
Türkiye halkına neler söylemek istersiniz? Türkiye halkının mazlumlara yönelik girişimleri, yar- dım çalışmaları ve Filistin meselesine olan hassasiyetle- ri ortadadır. Terörist İsrail'in yasaklamalarına rağmen Gazze'ye gönderdikleri Mavi Marmara Özgürlük Filosu tüm dünyaya örnek olmuştur. O gemide tam dokuz kahraman şehit düştü. Kesinlikle onlar ile Filistin'de şehit düşenler arasında bir fark yoktur. Rabbim hep- sinden kabul etsin. Bu vesile ile İHH İnsani Yardım Vakfı'na ve Türkiye halkına yaptıklarından ötürü te- şekkürlerimi sunuyorum. Mavi Marmara Özgürlük Fi- losu dışında Filistin'e gönderilen yardımlar ortadadır. Sadece halk değil, aynı zamanda Türkiye Hükümeti de Filistin halkının yanındadır. İşte, eğer birlik olursak, düşmana karşı omuz omuza verirsek bu çetin savaşı- mızda başarılı oluruz. Rabbim kuvvetimizi arttırsın. Di- lerim bu çeviri Filistinli esirler için bir ışık kaynağı olur da karanlık zindanlarından kurtulurlar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.