Kapitalizmin gelişmesi batıda din-toplum-devlet ilişkilerini köklü bir şekilde değiştirmiştir. Ekonomi, bilim, eğitim ve kamusal iş ve ilişkilerin neredeyse tamamı dinden bağımsızlaşarak dünyevileşmiş, seküler bir karakter kazanmıştır. Dünya işlerinde inancın yerine akıl almıştır. Feodal dönemde kurulu düzenin belirleyici ideolojik aygıtı din ve
Toplumsal gerilimler yalnızca aydınlar topluluğuyla modern orta sınıf içinde değil, ulemayla geleneksel orta sınıf içinde de siyasal radikalizmi şiddetlendiriyordu. Bu radikalizmi açıkça ifade eden iki tanınmış sima şunlardır: Fransız eğitimi almış, fakülte ve yüksek okul öğrencileri arasında epey popüler olan sosyal bilimci Ali Şeriati ile Amerikalılara "kapitülasyonlar" verildiği gerekçesiyle şahı suçlayarak 1963'ten sonra sürgüne yollanmış olan Ayetullah Ruhuilah Humeyni. Kimilerine göre İslam Devrimi'nin gerçek ideoloğu 1977 yılında ölen Şeriati'ydi. Kimilerinin gözündeyse Humeyni yalnızca devrimin lideri değil, aynı zamanda İslam Cumhuriyeti'nin temel taşı Ve/ayet-i Fakih (Hukukçunun Himayesi) kavramının yaratıcısı olan fakih'ti. 1979 devrimi köktendinci olarak nitelendirilmiştir. Aslında milliyetçilik, siyasal popülizm ve dinsel radikalizmin karmaşık bir bileşimiydi.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
·
Puan vermedi
Charles Dickens'in "Zor Zamanlar" romanı, Viktorya dönemi İngiltere'sini anlatır ve özellikle sanayi devrimi döneminde geçen olayları ele alır. Kitap, 1854 yılında yayımlanmıştır ve sanayi devriminin getirdiği toplumsal ve ekonomik değişimlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerini derinlemesine işler. Roman, sanayi kenti Coketown'da geçer ve burada yaşayan işçi sınıfının zorluklarını, işverenlerin acımasızlığını ve eğitimin mekanikleşmiş doğasını eleştirir. Ana karakterlerden biri olan Thomas Gradgrind, katı ve duygusuz bir eğitim felsefesini benimsemiş bir okul müdürüdür. Roman, Gradgrind'in kendi çocuklarına ve çevresine olan etkilerini ve bu katı sistemin insanlar üzerindeki olumsuz sonuçlarını gösterir
Zor Zamanlar
Zor ZamanlarCharles Dickens · Zeplin Kitap · 20201,074 okunma
Ama zaman değişti. Buharlı lokomotif, matbaa ve devlet okulu, Sanayi Devrimi'nin bu üçlüsü, gücü kralların elinden alıp halka verdi. İnsanlar kralın kaybettiği gücü kazandılar. İktisadi güç, politik gücü arkasından sürükleme eğilimindedir ve Sanayi Devrimi'nin tarihi o gücün nasıl kraldan ve aristokrasiden burjuvaziye geçtiğini gösterir. Genel oy hakkı ve evrensel okul eğitimi bu eğilimi pekiştirdi ve en sonunda, burjuvazi bile avam karşısında korku duyar oldu. Çünkü kitleler kral olma yolundaydı.
Sayfa 49 - Pagasus Yayınları, Edward BernaysKitabı okudu
Yüksek Notlu Eğitim Sistemi
Okullar insanları sayısal notlarla ölçmeye başladığından beri milyonlarca öğrenci ve öğretmenin hayatı kökünden değişti. Üstelik notlandırma nispeten yeni bir buluştur. Avcı toplayıcılar başarıları için hiçbir zaman notlandırılmadığı gibi Tarım Devrimi'nden binlerce yıl sonra bile çok az eğitim kurumu kesin notlar kullanırdı. Ortaçağda kunduracının çırağı, yıl sonunda ayakkabı bağcıklarından pekiyi ama tokalarından zayıfla geçtiğini belirten bir kağıt almıyordu. Shakespeare'in zamanında bir lisans öğrencisi Oxford'dan sadece iki sonuçla ayrılabilirdi; diplomayla ya da diplomasız. Kimsenin aklına öğrencilerin birine 74, diğerine 88 vermek gelmiyordu. Sanayi çağı ile birlikte kitle eğitim sistemi düzenli notlandırmaya başladı. Fabrikalar ve bakanlıklar sayıların dili ile düşünmeye alışınca okullar da bu modaya uydu. Her öğrencinin değerini ortalama bir not biçerek ölçmeye başladılar. Öğretmen ve müdürün değeri ise okulun genel ortalaması ile belirleniyordu. Bürokratlar ölçümleri için bu yeni aracı benimseyince gerçeklik değişti. Aslında okulların öğrencileri eğitmeye ve aydınlatmaya odaklanması gerekiyordu ama bu yeni yöntem başarıyı ölçmenin tek yolu kabul edilince yüksek notlara odaklandılar. Her öğrenci, öğretmen ve müfettişin bildiği gibi sınavda yüksek not almak için gereken beceriler edebiyat, biyoloji ve matematiği derinlemesine kavramak için gerekenlerle aynı değildir. Her öğrenci, öğretmen ve müfettiş aynı zamanda çok iyi bilir ki, bu iki beceri arasında seçim yapılması istendiğinde pek çok okul yüksek notları tercih eder.
Sayfa 179Kitabı okudu
76 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Eğitim
“Eski çağlardan beri köylüyüz biz; çapamızla çalışır, karnımızı doyururuz. Çocuklarımız da aynı işle geçineceklerine göre okul onların nesine? Okumak bizim gibi halkın değil, bizi yöneteceklerin işine yarar. Öyleyse fazla kafa ağrıtma!” Kitaptaki köy halkının bu sözleri bize yabancı gelmemeli çünkü Cumhuriyetin kuruluş yıllarında bu gibi sözler sık söylenmiştir. Okumanın, eğitimin önemini düşünemeyen, cahil kesime anlatmak zor. Bunun örneğini de Öğretmen Düyşen’ de görüyoruz. Öğretmen Düyşen yeni Sovyet Rejimini benimseyen ve devrimi destekleyen bir askerdir. Askerdeyken okuma yazma öğrenip, öğrendiklerini köydeki çocuklara öğretmeye karar veriyor. Altınay ile yollarının kesişmesiyle Altınay için hayatının büyük dönem noktası oluyor. Altınay devrimin simgesi çünkü Altınay bütün zorluklara, engellere rağmen okulunu, okumayı bırakmadı, mücadele etti, Öğretmeni Düyşen sayesinde. Öğretmenin mücadelesi büyük bir devrim, inkılap getirir çünkü öğretmen okutur, yetiştirir, doğru yola sürükler. Bunu bu kitapta da görüyoruz.
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202121 okunma
Reklam
234 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.