"Biz neden hayattan kaçıp kitaplara sığınıyoruz? Çünkü dünya sahtekarlarla doludur azizim; insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir arkadaşlar..."
Herkes yaşam koşullarının ağırlığından, karşılaştığı zorluklardan ve hayatın düzensizliğinden bahsedip dert yanıyor fakat hayatı düzene sokmak ve daha yaşanılır kılmak adına kimsenin bir şeyler yaptığı yok.
Soren Kierkegaard , kitlesel düşüncenin bireysel özgürlüğü ve sorumluluğu engellediğini söyler. Ona göre, kitlenin içinde kaybolan insanlar, kendilerini özgürce ifade edemezler ve kendi düşüncelerini oluşturma yetilerini yitirirler. Kitlesel düşünce, bireyin özgünlüğünü ve bireysel sorumluluğunu reddetme eğilimindedir.
Soren Kierkegaard , bireyin kitlesel düşünceye meydan okumasını ve özgür iradesiyle hareket etmesini teşvik eder. Ona göre, bireyler kendi düşüncelerini oluşturmalı, bireysel özgünlüklerini korumalı ve kendi yaşamlarının sorumluluğunu üstlenmelidir."
Derdimiz çok çalışıp para kazanmak olmamalı, insan kalabilmek olmalı yoksa bizim hayvandan ne farkımız kalır ki?
Hayvanda karnını doyurmak için çalışıyor ama biz insanlar kendimizi hayvanın yaptığı davranışla sınırlı tutmamalıyız yoksa farkında olmadan hayvanlaşırız, hissizleşiriz.
Her şey bizde başlar ve bizde biter kendimizi küçük görmemeliyiz çünkü tarihte en önemli olaylar tek bir imzayla, tek bir kalemle, tek bir insanla başlamıştır.
Samiha Ayverdi:
"Hayatta olan şeylere 'neden' diyen kimse acemidir" der..
"Önüne açılan yoldan yürü. Şöyle olsaydı, böyle olsaydı daha iyi olurdu, diye vehmettiğin tüm yollar, kaderin dışındadır. Kaderin dışında olansa yok hükmündedir."