Kendimize Düşeni Yapmak
Unutulmamalıdır ki; bir cemiyette eğer, inançsızlık yaygınlaşıyorsa, anarşi ve huzursuzluk tırmanış gösteriyorsa, hak ve hürriyetler çiğneniyorsa, sevgi-saygı, birlik-beraberlik kavramları zayıflıyorsa, haya ve iffet duyguları şekil değiştiriyorsa; hep ilâhî emirlerin anlaşı mamasından, bilinmemesindendir. Hal böyle olunca Kur'an'ın anlaşılmasını ve yaşanmasını istemeyen; anarşiden şikâyet edemez. Haksızlıktan, adaletsizlikten şikâyet edemez. Cemiyetin huzursuzluğundan dem vuramaz... Çünkü dünya ve âhireti kapsayan huzur, yalnız Kur'an'la olur. Onu anlamak ve yaşamakla olur. Fakat bu, asla başkalarını suçlamakla, yükü ve sorumluluğu başkalarına atmakla olmaz. Her müslümanın bu konuda kendine düşeni yapmasıyla olur. Kur'an'ı yaşaması ile olur. O'nu doğru anlaması ve kavraması ile olur.
Sayfa 102 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Nevada’da, 1936 yılının Las Vegas’ındayız. Geleceğin şatafatlı ve ışıltılı günleri hâlâ daha çok uzakta. Kumarın, fuhuşun ve başlıca ekonomik faaliyetlere damgasını vuran azılı suçluların kol gezdiği itiş-kakış dolu bu kent, şimdiden “Günahlar Şehri” unvanını kazanmış durumda. Ve Las Vegas’ın güçlü komiseri Cash McCogan bütün pislikleri temizlemek
Amerikan Vampiri Cilt 2
Amerikan Vampiri Cilt 2Scott Snyder · JBC Yayıncılık · 201728 okunma
Reklam
“ Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de “
"Hayatımıza giren herkes değerlidir; ama herkes özel değildir. Saygı hepsine, sevgi layık olana verilir." -Erich Fromm
“Anlamıyorlar mı seni? Dağlara çık… Yalnızlığının idrakinde bile olamaz insan modern şehirde. Dağlara çık… Sevgi ve saygı, içi boş kelimelerin ve ruhsuz gülüşlerin arkasına saklanmış bir maske mi? Dağlara çık!!! Kentlerde üşüyorsan, söylediğin türküleri kimseler duymuyorsa uğraşma, dağlara çık! Kar ve ayaz kentin yalnızlığından daha soğuk değildir. Dağlarda bağır, dağlarda ağla, dağlarda söyle şarkılarını… Dağlar bilir, anlar, duyar, hisseder… Onların gönülleri rüzgârdan, kalpleri bulutlardandır… Dağlardan baktığında göreceksin hakikatin en yalınını… İnsanın, eşyanın, zamanın ve mekânın en yalanını… Dağları anla, dağları anlat… Dağlar gibi susarsan, dağlar gibi yalnızlığınla kalabalıklaşırsan, dağlar gibi sessizce beklersen aradığın hikmet kendiliğinden tecelli eder… Dağlar gibi yücelirsin… Sen dağları anlat… Hissettiğini ve titrediğini göreceksin dağların… Ve anlayacaksın can dediğin şeyin tenden ibaret olmadığını… Gönlü olmayan ne bilsin gönüldeki dağı? İçinde nefret dağı, öfke dağı olan ne bilsin türküleri??? Çık dağlara türkü söyle!!!”
Sayfa 55 - Dursun ÇiçekKitabı okudu
Bu kitabın okunması zorunlu olsa keşke...
Kendi hayatını istedikleri gibi yaşayamamış olan ebeveynler genellikle ‘çocuklarının hayatıyla’ yaşamak isterler. Böylelikle çocuklarını kendileri için sahip oldukları fantezilere göre şekillendirmeye çalışırlar.Bunun sonucunda çocukların özsaygısı düşer.Çocuklarda özsaygı, kendi kişilik özellikleri için saygı gördüklerinde, ayrıca ebeveyn çocuğun sahip olduğu kendine has ilgi alanlarını ve yeteneklerini geliştirmesine izin verdiğinde gelişir.Ancak anne babadan gelen sevgi koşulluysa,yani ebeveynin çocuğu için yarattığı kalıba uymasına bağlıysa çocuğun özsaygısının azalmasıyla sonuçlanır.Çünkü çocuk hiçbir zaman kendini yeterli hissetmez. Çocuk,ebeveyninin gerçekten sevdiği şeyin kendisi değil de yaratmak zorunda olduğu bir imaj olduğunu hissedebildiğinden dolayı kendini sürekli tehlikede hisseder.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.