Kürt mutasavvıfların tesir alanı sadece Kürt coğrafyasıyla sı- nırlı kalmamıştır. Bu sûfiler tarîkatın tedvin dönemi olan 11. ve 12. yüzyıldan itibaren farklı coğrafya ve bölgelerde kendilerini Allah'a adanmışlığın bir gereği olarak, salt insanları Allah'a dâvet ettiler. Aylarca yol gittiler, soğuk-sıcak demeden, uzak-yakın hesabı yap- madan, kara- deniz yolculuğunu itibara almadan yanlızca O'na olan teslimiyetin aşkıyla hareket ettiler. Endonezya'da, Malezya'da her türlü engellemelere karşın tasavvuf anlayışını günümüze kadar sürdürecek köklü bir tesir bıraktılar. Hicâz'ın tasavvuf ve tarîkat geleneğinin kökleşip yayılmasında ve kesintisiz bir biçimde bugüne aktarılmasında Kürt mutasavvıfların rolü en başta gelmektedir. Yine aynı şekilde Mısır'da tasavvuf ilminin yayılmasına en büyük katkıyı sağlamışlardır. İşte bu sebeplerden dolayıdır ki bu mutasavvıf âlimlerin tasavvuf ve tarîkat için yaptıkları hizmetler hem çok önemli hem de her konuda diğer insanlara rehberlik edecek birçok meziyete sahiptirler.
Sayfa 325Kitabı okudu
Tasavvufta, Allah'a vuslatın gerçekleşmesini, O'na olan aşk tutkusuna bağlayan, tasavvufi anlayışını ve hâlini ilâhî aşk üzerine temellendiren Xanî, tarîkat geleneğine tutucu bir bağlılık göstermeyen üveysî meşreb bir mürşîddir. Bu mürşîdliğini Dîwan'nın- daki Mem ve Zîn kahramanlarına yüklediği misyonda açıkça ifade etmektedir; o, bir mürşîdin halvetine girmeden de Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu söylemektedir
Sayfa 322Kitabı okudu
Reklam
Xanî'ye göre rûh-beden ilişkisi
Xanî'nin Mem û Zîn adlı dîvânında gerçek aşkı arayan kahramanı "Mem"in çektiği çile, seyr u sülük sürecinin bir aşamasıdır. Mem, bu seyirde çileler çekerek, badireler atlayarak ilâhî aşkı bulup vuslata erecektir. Onun için bu mukaddes yolculukta ten/be- den ister çürüsün ister yırtılsın, kalb, gam deryasında boğulsa da, bu hakikatin gereği adalettir, zulüm değildir. Aslında Mem'in âşık olup istediği Zîn değil, Zîn'deki ilâhî aydınlanmadır. Xanî'ye göre, aşk için çekilen çilenin neticesinde "ölünüz" makamına ulaşılır. Bu makamda, "Ölmeden önce ölünüz” sözü gereğince oluşur. Bu makamın sonunda nefs/benlik mükemmel bir şekilde durulaşır, kalp tamamen tasfiye olur, ruhun aynası nûr akseden bir hâle dönüşür. Sonuçta benlik, gönül ve cân bir arada temizlenmiş olur. Ona göre, ilâhî aşkı yaşayanlar, mekân kabul etmeyen kişilerdir. Onlar, aslında mekân üstü mekânlarda yürüyeceklerdir. Bu yürüyüşün tanıkları da, büyük meleklerdir. Zira sûfinin sahip olduğu rûh sürekli hâl ve makâmlarda seyahat etmektedir. Çünkü bu rüh mekânlar kabul etmeyen ulvî bir rûhtur
Sayfa 317Kitabı okudu
Xanî'de aşk anlayışı
Eğer kişi kendi ilâhî edebi- ni korumazsa, Allah'ın huzuruna mahcup bir şekilde varacaktır. Xanî'ye göre, mükemmellik sınırının üstünde olan aşk, kaynağından temiz ve duru bir şekilde çıkan su gibidir. Bu sebeple Allah onu koruyup, kendisine masîva kirinin bulaşmasını engelliyecektir. Zira aşk, insana Allah'ı gösteren tek ayna olduğundan güneş gibi ilâhî güzellikleri yansıtan tek cevherdir. İlâhî cevheri yansıtan bu ayna hiç tükenmeyen bir hazinedir. Xanî, ilâhî aşk ile mecâzî aşk arasında sevginin kaynağı açısından bir fark görmemektedir
Sayfa 315Kitabı okudu
Xanî, ilâhî aşk kahramanı Mem'in zindana atılışını, mükemmel bir aşka kavuşmanın nedeni olarak gösterirken, kâmil bir aşka ka- vuşmayı da, ebedî vuslatın bir nedeni saymaktadır. 1016 Âşık Mem ile Ma'şûk Zîn arasına engeller koyan Bekir'in asıl görevi, aşklarının diri kalması ve yok olmaması için iki âşık arasına engel koymasıdır. Aynı şekilde Bekir'in eziyetlerinin nedeni de, onların Allah'ın ni- metlerine kavuşmaları içindir. Bekir bir yerde imtihan sebebidir
Sayfa 309Kitabı okudu
Bu tasavvufi eser, Xanî'yi Kürt milliyetçilerinin nezdinde önemli bir konuma getirmesinin başlıca sebebi, o zamanların etkin ve zarif dili olan Farsça ya da kültürel emperyal dil olarak kabul edilen Arapça olark değil, Kürtçe olarak kaleme alınmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Mem û Zîn'in ilk şiirlerinde Kürt dilinin önemine ve yazılı dil olarak kullanılma gerekliliğine vurgu yapılması Xanî'yi milliyetçilerin gözünde farklı ve ayrıcalıklı bir konuma getirmiştir. Birçok Kürt araştırmacısının da iddia ettiği gibi, Xanî'yi Kürt milli- yetçisi, şövenisti ya da ırkçısı olarak tanımak tamamen gerçek dışı ve bilimsellikten uzak bir savdır. Birçok araştırmacı Xanî üzerinde yapılan çalışmaları o kadar politize ettiler ki, işi gerçeğinin dışına taşımaya çalıştılar. Mesela Erzurum'daki Rus konsolos Alexandre Jaba'nın ricasıyla 1850 yılında, Kürt edebiyatının ilk kısa incele- mesini yazan, Mele Mahmûdê Bayezîdî, Mem û Zîn'e "kitêbekî aşiq maşûqan/ma'şûk ve âşıkların kitabı" der. O, Xanî'nin edebî yetene- ğini metheder ve tüm Kürt yazarlarının en ünlü ve en değerli şairi olduğunu söyler. Fakat Xanî'nin edebî olmayan en önemli erdem- lerinden olan tasavvufi anlayışından hiç sözetmez.
Sayfa 301Kitabı okudu
Reklam
Feqiyê Teyran'ın tasavvuf anlayışına baktığımızda, insanların gönül dünyasına gidecek yolun salt dudaktan dökülecek kelimelerle değil, gönülden gelen ilâhî nûrun feyziyle gerçekleşeceğine inanmak- tadır. Ve ilâhî feyizle gönülden çıkan her beyit, derûnî bir anlam taşı- makta, insanlara manevî birer kanat takarak onları Rabbanî hikmet- ler âlemine götürmektedir. O şiirler, insana huzûr, mutluluk vererek, insanı en mükemmel hâl denizinde yüzdürmektedir.
Sayfa 286Kitabı okudu
Aşiq û me'şûq yek bûn şem'û hem pervane bû 'Aşiq û me'şûq her du miratê yek in Lew di eslê cem'ê de eslê qedîm ayîne bu (Âşık ve Ma'şûk birdir Şem ve Pervâne gibi Âşık ve Ma'şûk birbirinin aynasıdır Cem'in aslına kadîm olan aynadır.) M. Cizirî
Sayfa 276Kitabı okudu
Cizirî'nin Tsavvuf Anlayışı
Cizîrînin tasavvuf felsefesi, temelinde, Allah'ı tanıma ve bilmek anlayışı üzerine odaklanmaktadır. Bunun ilk basamağında, "benlik, varlık ve aşk" vardır. Cizîrî, muhakkik mutasavvıflar çizgisinden hareket eden bir şahsiyet olduğundan, Rabbânî hakîkati öncelik- le kendi nefsinden/benliğinden arar.
Sayfa 259Kitabı okudu
Eliyê Herîrî
Şeyh Elîyê Herîrî 400/1010 yılında, Kürt coğrafyasında en çok mutasavvıfın yetiştiği bölgelerin başında gelen Şemdinan'ın Herîrî köyünde doğdu. Kendisi ilk Dîwan sahibi mutasavvıf şair olarak bilinir. Ünlü Kürt mutasavvıf şâir Baba Tahirê Uryan ile aynı dö- nemde yaşamış olmalarına rağmen, Baba Tahir, Kürtçenin Lorî lehçesiyle şiirlerini icra ederken, Elîyê Herîrî de, Kürtçenin Kur- manci lehçesiyle şiirlerini dillendirmiştir. Ve tarihte ilk Kurmancî lehçesinde şiir veren kişi olarak bilinir.
Sayfa 241Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.