Godot'yu Beklerken'de Beckett kendi gördüklerini ve ruh durumunu betimliyordu. Her ikisi de en az Kafka'nınkiler kadar etkileyicidir; ama Kafka'nın kahramanları belli bir amaçla savaşırken, Beckett'inkiler amaçsızca katlanırlar. Onlar için beklemek başkalarının isteği gibidir; neden olduğunu bilmeden oyalanırlar. San ki neden orada olmamaları gerektiğini keşfetmek üzere dirler. Yine de, Beckett'in belli yakınlıklar taşıdığı Kafka ve Henri Michaux'nun yapıtlarında da gözlemlediğimiz gibi, beş duyu yavaş yavaş ortadan kalkarken, belli bir estetik varlığını hala korumaktadır.
Godot'yu Beklerken'de Beckett kendi gördükleri ni ve ruh durumunu betimliyordu. Her ikisi de en az Kafka'nınkiler kadar etkileyicidir; ama Kafka'nın kah ramanları belli bir amaçla savaşırken, Beckett'inkiler amaçsızca katlanırlar. Onlar için beklemek başkalarının isteği gibidir; neden olduğunu bilmeden oyalanırlar. San ki neden orada olmamaları gerektiğini keşfetmek üzere dirler. Yine de, Beckett'in belli yakınlıklar taşıdığı Kafka ve Henri Michaux'nun yapıtlarında da gözlemlediğimiz gibi, beş duyu yavaş yavaş ortadan kalkarken, belli bir estetik varlığını hala korumaktadır.
Yaşayan biriyle ölü birisi arasındaki tek ve en büyük fark ölünün artık şaşkınlığa düşmeyişidir. Ama, tarlalardaki inekler gibi ölülerin de geviş getirmek için sonsuz zamanları vardır.
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine.
_Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri.
_Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar.
_Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Oscar Wilde'ın "Dorian Gray'in Portresi" adlı başyapıtından sonra okuduğum ve sürekli onunla kıyasladığım bir tiyatroydu.
Lord Illingworth, tam olarak Lord Henry gibi düşünüyordu. Oscar Wilde muhtemelen hedonizmden çok etkilenmiş ve bunu savunan bir yazar. Bu eserinde de Lord Illingworth üzerinden tıpkı Lord Henry'inkiler
"Aile kurumu toplumsal sistemin ürünüdür. Ve toplumsal sistemin kültürünü yansıtır. Uygarlığın başlangıcından beri tekeşli aile büyük gelişmeler kaydettiği, bu gelişmeler modern zamanlarda iyice hissedilir duruma geldikleri için, cinsler arasında gerçek bir eşitlik sağlanıncaya dek bu gelişmesini sürdüreceğini hiç değilse bir varsayım olarak ileri sürebiliriz. Tekeşli ailenin uzak gelecekte toplumun gereksinmelerine yanıt veremeyeceği, uygarlığın gelişmesinin ise süreceği düşünüldüğünde, tekeşli ailenin ardından gelecek aile biçiminin doğasını kestirebilmek olanaksız görünmektedir."