Ne yaşlı bir kavak gibi son deminde üşüyen babamı
Ne yaprak yaprak düşleri savrulan anamı
Ne bin yıllık kavgamızın bağbozumunu
Ne bir akşam vakti yanan denizin ufkunu
Ne beyninin yüreğinin ve gövdesinin
Bütün kapılarını araladığım üç aylık karımı
Ne de karımın karnında yatan yarı canımı
Bırakıp da düşmek içeri dostlar koymadı
Sizi parlaklığa asıp gitmek kadar