》1960 sonrası toplumcu gerçekçi şiirimizin ikinci kuşağında yer alan şairlerimizden Ahmet Telli, bu kitabı 1984 yılında kaleme almış. Ben de kendisiyle tanışmış oldum sonunda. Devamının geleceği hissiyatını da aldım kitabı bitirdiğimde.
》Bilinen kelimelerin sıra dışı dizilişiyle kalpten vuran, hayrete düşüren dizeler oluşturmak yerine, bilinen
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan
"Babacığım, ne olur bizde kal birkaç gün... "
"Dükkanı bırakamam kızım, biliyorsun... Kuşlar bensiz olamazlar. Hele Uğur... Sevgili gri papağanım.. Benim ailem artık onlar. Rezzan da gittikten sonra... "
İnsanlıktır bu.. Kat kattır ,en sağlam, en güzel mücevheri en alttadır, soydukça insanlığı, kabuğundan soydukça, bir kat, iki, üç, dört,beş kat, gittikçe aydınlanır insanlık, güzelleşir. Çirkin olan insanın en üst kabuğudur.
Biliyoruz ki bütün acılar geçer, fotoğraflar sararır. Yara kabuk tutar, kapanır. Sokakta mevsimi fark edersin, aynada kendini. Önce belirli belirsiz, sonra gamzene kadar gülersin. Kuşlar konar dallarına. Kırıldığın yerden çiçek açarsın; bütün acılar bir gün geçer ya da alışırsın.