Sustuklarımız çoğaltıyor belki bizi. Sustuklarımız eziyor bizi aynı zamanda. Yassılaşıp genişliyoruz. Başka şeyleri de görmeyi de ancak o zaman becerebiliyoruz sanki. Dilimizden gözümüze, kulağımıza, damağımıza, derimize, hatta gerimize uzanan bir çizgi üzerinde büyüyor ruhumuz.