Ah hicret!..
Ömer'in hicreti bir başka oldu. Diğerleri gibi gizlice çıkmadı Mekke'den. Mekke Polisi, sınırda bekliyor; çıkmak isteyen Müslümanların üzerlerindeki bütün kıymetli eşya ve paraları alıyor, gitmelerine de engel oluyordu.
Gizli değildi Ömer'in yolculuğu. Kılıcını kuşandı. Yayını, okudu, mızrağını yanına alıp Kabe'ye gitti. Kureyşli müstekbirlerin de bulunduğu bir sırada, Kabe'yi yedi kez tavaf etti, iki rekat namaz kıldı. Sonra müşriklere döndü;
"İşte gidiyorum. Anasını ağlatmak, çocuklarını yetim, karısını dul bırakmak isteyen varsa vadinin ötesinde gelip bana kavuşsun."
Sayfa 38Kitabı okudu
Bu sozleri büyük insanlar demiş. Biz acizler onlar gibi diyebiliyor muyuz?
Emirül müminin Hazreti Ömer yol üzerinde duran birine değneğin ucuyla dürtüyor, kenara çekil de insanlar rahat geçsin , diyor. Sonra pişman oluyor." bu yıl hacca gitmeyi düşünüyorsan Hac Masrafını ben karşılayacağım, hakkını bana helal et "diyor.
Hazreti Osman halife de bir suçundan dolayı kızdı, hizmetçisinin kulağını çekti . Sonra pişman oldu. " yavrum, Sen de benim kulağımı çek, iyice bük. Zira ahiretin cezası daha ağırdır" deyip kendi kulağını da ona çektirdi.
Son Nebi sav , "Kimin sırtına vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun , kimin şerefine dokunduysam öcünü alsın, kimin malından bir şey aldıysam işte malım, gelsin alsın"
Makam sevgisi değil insan sevgisi..
"Müslüman olan insanlar çoğaldı,gayri müslimlerden aldığımız haracın azalmasından korkuyorum" diye yazan Basra Valisi Adıyaman B'in Ertaa' ya şöyle cevap yazdı " Vallahi isterim ki bütün insanlar Müslüman Olsun , ikimiz de bekçilik yapıp ellerimizin emeğiyle geçinelim" Ömer Bin Abdülaziz buydu işte..
İnsanımızı, Kur'an'la, Resulle, sahabeyle tanıştıramazsak; başkalarıyla tanışırlar; başkaları örnek olur onlara.
Mevkileri, makamları, Malı-mülkü, fiziki güzellikleri ölçü alanlar hep pişman oldular. Zamanın eskitemediği güzelliklere itibar edenlere ne mutlu! Dünyanın süsü, geçici güzellikleri ve zenginliği, Hakk'ın hizmetinde oldukça güzeldir.
Sayfa 13
"Erdemlikte en yüce sen olmalısın ki, peşin hükümle seni aşağı görmeye gelen, kendi aşağılığını görsün.
Müslüman! İslâm'ı öyle sağ, diri ve canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin."
^^Sezai Karakoç, İslamın Dirilişi
Allah’ın Resulü: "Ben (de bir gün) gideceğim. Size iki (önemli) öğütçü bırakıyorum; daima size öğüt verirler. Biri susarak öğüt verir. Diğeri konuşarak... Susarak öğüt veren; ölümdür! Konuşarak öğüt veren de; Kur'an'dır" buyuruyor.