Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fakirlik ise, bireysel ve toplumsal boyutuyla, yok edilmesi gereken arızi bir hastalıktır. Maddi refah seviyesi düşük olan bir insan, kendisinde var olan dünyaya tabii meyil ve arzuları tatmin etme duygusundan dolayı, bu seviyeye yükseltmeye çalışacaktır. Bunu yaparken de aşırılığa sapıp ibadetlerini terk edebilecektir. Bu ve benzeri endişelerden dolayı, hadis-i şeriflerde fakirin sabretmesi tavsiye edilmiştir. S:70
İslam dini ise fıtrat dini olduğundan, insanda tabi olarak var olan mala karşı arzu içerisinde olma duygusunu ne köreltip yok etmeyi ne de ona mutlak hürriyet tanımayı kabul etmiştir. Kur'an'ın iyilik ve kötülüğü mal ve servetin duasında aramak yerine bireyin servetle olan ilişkisi boyutunda ele alması ve konuya bir izafilik kazandırması, bunun açık bir göstergesidir. S:63
Reklam
Malın birincil derecede gaye olmaması şartıyla iyi bir değer olduğuna delalet eder. Zira mal, bireyi ve toplumu zulüm, esaret, sefalet ve yoksulluğa karşı koruyucu nitelikte bir unsurdur. S:61
Yasaklığına delil teşkil edecek nitelikte bir hüküm bulunmadıkça kainatta var olan her nimetten gönül rahatlığıyla faydalanılabilir. S:59
Dikkat edilmesi gereken; değer ölçüsü belirtilerek teşvik edilen tüm bu amellerin, ancak dünya hayatında yapılabileceğidir. S:55
Felakete maruz kalsan bile dünyayı ve onun günlerini kötüleme. Zira ahiretin kazanıldığı yer olduğundan şerefli ve faziletlidir. S:48
Reklam
Dünya hayatı olmadan ahiret hayatının hiçbir mana ve fonksiyonu olamaz. Onun değeri ancak dünya hayatının varlığıyla tezahür eder. Ferdin dünya hayatındaki davranışlarının niteliği, onun öte dünyadaki hayatının niteliğini belirler. S:47
Dünya, Allah'a giden yolda yol gösterici bir araç olması yönüyle çok değerlidir. Zira dünya, Allah'ın sıfatlarının tezahür ettiği bir alandır. Bu yönüyle düşünüldüğünde dünya ve ya evren, nefret edilmesi gereken, basit, değersiz ve kötü bir yer değildir. Aksine Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde üzerinde oldukça durulup değer verilen ve dolayısıyla muhabbet edilmesi gereken bir yerdir. S:47
Yola dikilen işaret levhalarının, yaya veya sürücünün gözlerini kendilerine değil, gideceği yöne yönlendirmesi gibi, evrendeki varlıklar veya tabiat olayları da dikkatleri kendi üzerlerine değil kendilerinin ötesinde olan bir istikamete yöneltmeye çalışır. S:46
Kur'an metninin dil yapısı incelendiğinde, eşya ile ilgili bilgi verirken bilimsel bir dil kullanmadığı görülecektir. Onun dil yapısı, 'tasvir edici' değil, 'anlam verici'dir. Zira her şeyi belirli bir konuya, yani tevhide göndermede bulunarak anlatır ve ifadelerine de bu yönde anlam yükler. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim bütünüyle Allah merkezli bir yapıya sahiptir. S:45
241 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.