Nedendir bilinmez, siz, Allah rızasının, mabet duvarları arasında değil, insanın yüreğinde yerleştiğini bir türlü kabullenmiyorsunuz. Çünkü sizin mabet anlayışınız Allah’ın gösterdiğine uymuyor. Siz gerçek mabedin insan yüreği olduğunu asla anlamıyorsunuz. Artık anlayın ki, sizin mabet dediğiniz yerlere Allah ömürler boyu uğramamıştır. Oysaki Allaj sizin mabet saymadığınız insan kalbinden bir an bile dışarı çıkmıyor. Siz işte böylesiniz! Allah’ın hiç ayrılmadığı mabetten değil de hiç uğramadığı mabetlerden medet umarsınız. Bu yüzden; o hep peşinde koştuğunuz Allah rızası ile bir türlü kucaklaşamıyorsunuz. Allah rızasını, mabet duvarları yerine, o duvarların arkasındaki sokaklarda dolaşan soluk benizli çocukların yüzlerinde arayın. Allah rızasını, kamburlaşmış ihtiyarların yüreklerinde, ilaç bekleyen hastaların iniltilerinde, duvak bekleyen öksüz kızların özlemlerinde arayın… Allah’ı, yetimlerin okşanmaya hasret saçlarının kıvrımları arasında arayın! Ben size derim ki Allah’ı, şefkat ve merhametle titrediği anlarda, kendi yüreğinizde arayın! Ama ben bilirim ki siz bunları ya hiç dinlemezsiniz yahut da çok az dinlersiniz. Siz, Rahman’nın dinini tersine çevirip şeytanın emellerine uygun hale getirdiniz.
Sayfa 246 - Dini “İnsan İçin Din” Haline Getirin!Kitabı okudu
"Hep ben" demek, nefes almanızı güçleştiren bir beladır, bunu bilmiyorsunuz. "Hep ben" diyenler, gemiye bindikleri halde sırtlarındaki yükü indirmeyen ahmaklara benzerler. Gemi o yükü zaten taşıyor. İndirin onu. Paylaşım, işte bu ahmaklıktan kurtulmaktır. Paylaşın, bırakın yükü gemi taşısın. Siz gerektiğinde yükten size lazım olanı alıp kullanın, ama sırtınızdan indirin. Geminin sahibine asla güvenmediğiniz için aptal bir hamallık tüm yolculuğunuzu karartıyor.
Sevgiyi diriltmelisiniz, yoksa, size verilen krediler geri alınacaktır. Sevgiyi diriltebilir misiniz? Gereken ıstırabı çekerseniz bu mümkündür. Sevgiyi diriltmek için gereken ıstırabı çekmeye hazır mısınız?
Şunu bilin ki, zihninizi en çok meşgul eden neyse, sizin gerçek Tanrınız odur. Bu sizin malınız, karınız, kocanız, çocuğunuz, koltuğunuz veya şeyhiniz olabilir. Nefsiniz, şehvetiniz de olabilir.
Ülkenin dilini en iyi ve en güzel konuşma mevkii ve mesleğini seçmiş olan insanlar böyle konuşuyorsa diğer hizmet alanlarındakilerin halini düşünün. Ve arkasından da dilimize yapılan kötülüğü düşünmeye çalışın. Türkçe konuşamayan, “Türkçe” düşünemez. Türkçe düşünemeyenlere “Türk vatandaşı demek” içinse bir veya birkaç yalancı tanık gerekir.
İnsan hayatında öyle hafife alınmaması gereken çok önemli bir unsur var. Dokunmak. Hiçbir kaygısı, sıkıntısı olmayan insan bile kendisine şefkatle dokunan bir elden mutluluk duyar.
Dindar, kendisinin iyi ve rahat olmasıyla işinin bittiğini kabul etmez; başkalarının da iyi ve mutlu olup olmadığını sürekli gözler. Bu ruh hali dindarı, “Kendin için sevip istediğini, başkaları için de sevip istemedikçe mümin olamazsın” noktasına getirir. Ve bunun içindir ki dindar, hiç şaşmadan ve aksatmadan dürüst olur. İkiyüzlülük dindarın hayatına asla giremez. Çünkü ikiyüzlülük sadece imanı şirke bulaştırmakla kalmaz, dünyayı da berbat eder.