Ahhh ANNE...!
Geri gelsin 5 kardeş oturduğumuz sofralar..
Aynı tabak çanaktan yemelerimiz.
Geri gelsin sen evde yokken evi temizleyip seni mutlu ettiğimiz günler..
Geri gelsin otuzlu yaşların..
Soba yakmanı özledim anne..
Biz yataktayken daha sobanın külünü boşaltırdın ya..
Nasıl da ses çıkarırdı.. Nasıl da kızardık
sana..
Ama o zahmetin ardından
“ilgi duymuyordum. hiçbir şeye ilgi duymuyordum. nasıl kaçabileceğime dair hiç fikrim yoktu. diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. bende bir eksiklik vardı belki de. mümkündü…”
charles bukowski / ekmek arası
Havyar bulsa ekmek arası yemeye çalışan,
AVM restoranlarında altın saatli, taşralı hareketleriyle,
Rôti d’agneau à l’ail et au romarin yiyen benim.
En pahalı koşu giysileri ile koşarken,
İzleniyor muyum diye etrafa bakan da benim.