Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Filantropi çıkışlı pek çok feministe göre eşit hak talebinde bulunmak maternalizmin, yani vatanı için çocuk doğuran ve onları eğiten anne figürünün öneminin sorgulanması anlamına gelmiyordu. Fakat maternalizm kadının eğitim görmesine, gerekirse hayatını kazanmasına, eşini seçmesine ve toplumda bir yer edinmesine engel olmamalıdır.
Reklam
Oy hakkı, Batılı devletlerce sömürgeleştirilen veya baskı altında tutulan ülkelerdeki ulusalcı feminist hareketler açısından öncelikli bir mesele haline gelse de 1940'lı, 1950'li yıllardan önce hiçbir destek görmemiştir.
Feminizmler, kadınları aldıkları eğitime bağlı olarak itaat, vazgeçiş, edep, aşırı hassasiyet veya çekingenliğe yönlendiren psikolojik engellerden kurtarmayı hedefler -ki tüm bunlar hem dini hem de laik kültürlerce yüceltilmiş özelliklerdir.
Nereye ait olduğunu artık bilmeyen bir kadın benliğinin sahneye aktarılması, sadece erkeklere özgü olması arzulanan bir bireyselliğin ortaya çıktığı veya devrimci yeni aile modelleri arayışına giren tüm çevrelerde büyük yankı uyandırmıştır. Feministlere göre özgürlüğü kadınların bizzat kendisinin elde etmesi gerekiyordu. Özgürlükle kastedilen, hukuk tarafından hak ve ödevlere sahip birer özne olarak tanınmanın yanı sıra hayatı kendi iradesine göre yaşama, kendini gerçekleştirebilme ve bireyselliğini beyan etme olanaklarına da erişmektir.
[...] "sömürgeci feminizm" veya "emperyal feminizm" olarak adlandırılan muğlak feminist stratejiler ortaya çıkarmıştır. Üstünlüklerinden emin Avrupalı feministler, sömürge topraklarında kendi becerilerini ve Batı'nın uygarlaştırma misyonuna sağlayacakları katkıyı sergileme olasılığı görüyordu. Batı ve beyaz ırk temelli bir tahakkümün gerekliliğine duydukları inanç, kültürleri tarafından cehalete mahkum edildiklerini düşündükleri yerli kadınlarla ilgili oryantalist ve basmakalıp yaklaşımlarını güçlendirmiştir.
Reklam
Kamusal alanda en basit bir hareketi dahi edep, din ve ahlak adına kısıtlayan, kadınlığı itibarsızlaştıran kalıplaşmış yargılar nasıl kabul edilebilirdi?
Hayatlarını kazanma zorunluluğu veya arzusunun yanında potansiyellerine ve hayallerine konulan sınırları da en çok kadınlar hissetmekteydi.
Maria Deraismes'in hedefi kadınların ikincil konumu konusundaki önyargılarla savaşmak ve Kantçı bir kavram olarak hür iradeli, özgür bireyler fikrini geliştirmekti. Buna göre kadınlar iyi bir eğitim görmeli ve yaşamın, biri kamusal ve eril, diğeri özel ve dişil olmak üzere ikiye bölünmesiyle sınırlanmaksızın kendi kaderlerini tayin edebilmeliydiler.
Siyahileri savunmada etkili olan kutsal kitap kaynaklı eşitlik ilkesini kadınlar lehine kullanmamak için bir neden var mıydı? Kadınların, kölelik karşıtlarının arasında bile ayrımcılığa uğrayıp dışlanmasına neden göz yumuluyordu? Onlar dahi kadınların oy hakkına karşıydı ve söylemlerinin davalarına kara çalmasından çekiniyorlardı. Kamusal alanda konuşma yapmalarını, St. Paul'ün kadınların topluluk içinde komuşmamaları gerektiğini bildiren sözlerini hatırlatarak kesin bir dille kınayan büyük dini toplulukların eleştirilerine nasıl karşı koyacaklardı?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.