Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
«Parkta oturmakla memleket meseleleri hal­ ledilmez. Öyle olsaydı, büyük bir park yaptırır hep beraber otururduk.» Bunun üstüne biz söylenecek söz bulamıyo­ ruz. Tanrı hepimize sabır versin ve aklımızı ko­ rusun. Güngörmüş Anadolu halkı böylesine çi­leye layık değil ama düzenin gözü kör olsun
Sayfa 143 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Seçim sandığını ortaokula yerleştirmişlerdi. Okul, okul olalı öylesine bir dalaşıklığa tanık ol­ mamıştı. Hani kesilecek öküzün yanına bıçağı taşımak yerine öküzü bıçağın yanına taşımak var ya, işte öyle bir şey . . . Gelen delegenin adım listeden bulup oyunu kullandırmak varken, lis­ tedeki sıraya göre dışarıdan adam arıyorlardı; Adı okunan delegenin niteliğini, kime oy vere­ ceğini çoktan bilen aday adayları görmeye de­ ğerdi doğrusu. Özellikle Cafer ve Cemal beyler yargıç listeyi okudukça yerlerinde duramıyor­ lardı. İkisi bir ağızdan, mahkeme mübaşiri gibi okunan adları yüksek sesle kalabalığın üstüne doğru yineliyorlar. Kalabalığı kan-ter içinde yarıp geçen delegenin arasını burasını okşaya­ rak sandık başına uğurluyorlardı.
Sayfa 133 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çamurlu köyünde ·halk kahveyi tıklım tıklım doldurmuştu. Kalabalıktan biri: - Hoca sizin için birşey duyduk. Doğrusu pek inanmadık fakat, sinek pis değil ama miğde bulandırırmış. Şey canım, senin için beş kadınla evliymiş diyorlar. Ya da evlenmiş ayrılmışsınız. Kemal durumu kavradı. Yıpratma kampan­ yası görevini yapıyordu. Fakat çok bayağıca . . . - Arkadaşlar, biliyorsunuz ben bir öğret­menim. Bizim maaşla değil beş, bir kadınla bile güç evleniliyor. Ömrümde bir kez evlendim, onu da taksitle. İnanmıyan buyursun nüfus kağıdı ma baksın, diye elini cebine attı.
Sayfa 125 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Hiçbir zaman oyunuzu bana verin, her der­ dinizi iyileştireceğim demek küçüklüğüne düş­ meyeceğim. Yalnız oylarınızı kullanırken, elinizi ilkin başınıza, sonra vicdanımza koymanızı rica edeceğim. Ün, şan peŞinde koşanlarla, gerçekten size hizmet peşinde olanı iyi seçiniz . . . Saygıla­rımla. Halkın dürüstlüğüne inanıyorum. Horoz Partisi Aday Adayı Kemal Emekçi
Sayfa 115 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
«Kurultay öncesinde, gerek CHP'liler ara­ sında, gerekse basında en çok tartışılan konu CHP'nin birliği ve bütünlüğüdür. Tartışmaların : bu noktada toplanması, hiç şüphesiz CHP üze­ rinde tezgahianan çeşitli manevralar yüzünden­ dir. Bu manevralar, CHP'de toplanan yurtsever kitleyi çeşitli tertiplerle bölmeyi ve CHP üzerin­ de etkinlik sağlamayı amaçlamaktadırlar. Bu bölünmeden en çok karlı çıkacak olanlar. yur­dumuz üzerinde hegemonya mücadelesi veren iki süper devlettir."
Sayfa 52 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
İl ve 'ilçeler arasındaki rekabet gittikçe ar­ tıyordu. Bu ezelden de böyleydi. Her bölge, milletvekili kendi yöresinden çıksın istiyordu. Bir ilçenin delegesi diğer ilçeye ancak özel hesaplar, pazarlıklar sonucu oy veriyordu. Yoksa canı pa­ hasına olsun oy vermiyordu. Bir bölgeden diğe­ rine oy kaçıran delege anlaşılırsa ihanetle suç­ lanıyordu. Sözkonusu durum bir bakıma oy ka­ fatascılığıydı. Diyelim ki küçük bir ilçenin dele­ ge sayısı az, en iyi aday adayına da sahip olsa ellerinden birşey gelmiyordu. Beri yandaki is­ terse odun olsun seçiliyordu.
Sayfa 38 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gürşehir aday adaylarından Vahit bey girdi içeri. Girmesiyle tüm mağaza larp diye ayağa kalktı. Vahit bey Gürşehirin soylu ve çok varlık­ lı bir ailesindendi. Babası Zahit bey Poyrazonya cumhuriyeti kurulalı beri değişmez milletvekiliy­di. Geçen devre güç bela adaylığını koymaktan caydırdılar. «Benim ölüm bu meclisten çıkacak» diyor da başka demiyordu. Adaylığını bir şartla koymuyacağını söylemişti. Oğlu Vahit yerini dol­durursa. Vahit babasına verdiği sözü tutmuş aday adayı olmuştu.
Sayfa 28 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Bir kuruş aşağı desen olmaz. Kardeşim hayat pahalandı. Baksana fiyatıann ardından yetişilmiyor. Geçen yıl beşe aldığımız bir pulluk vidası, bu yıl yirmi beşe. Yarısı boş, karpuz ka­ dar gaz tüpü otuzdan atmışa fırladı. Eee her şey ona göre ... - Neyse adam uzatmayalım. Zıkkım clası atlan deve değil ya. Tümü tümü kıçı kırı k bir oy. El kadar kağıt parÇası.
Sayfa 12 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Selimiye’de iken “Ka­falarına balyoz gibi inen filmler yapacağım” diyordu.
12 Mart sonrası, 1973’lerdi. îşte herkes gibi, zorunlu bera­ berdik. Birbuçuk yıl falan. Ben şahsen Yılmaz’ı çok sekter bu­ lurdum. Örneğin bir ara “Sigara içeni, teşbih çekeni dışlayın. Bu burjuva alışkanlığıdır” diye tutturdu.
724 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.