Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen mâşuksun gam sende ne gezer? Âşık benim, gam beni yakar.
Bir sevgili âşığına sordu: "Ey yiğit! Sen gurbette çok şehirler gördün. Onlardan hangi şehir daha güzeldir?" Âşık"Içinde dilberin olduğu şehir" dedi.
Reklam
Büyük zatlardan bazısı şöyle demişlerdir: "Ey şeytanın oyuncağı olanlar! Âşıkların halini nahiv, sarf ve dil ile kıyas etmeyin."
Aşıklar için din ve mezhep, Allah'tır.
Musa [aleyhisselâm] yolda bir çoban gördü; o, diyordu: "Ey Allahım! Sen neredesin? Ben hizmetçin olayım. Çarığını dikeyim. Başını tarayayım. Elbiseni yıkayayım. Bitlerini öldüreyim. Sana süt getireyim. Ey muhteşem olan! Elini öpeyim, ayağını ovayım. Uyku vakti gelince yerini süpüreyim. Ey! Bütün keçilerim sana feda olsun. Ey benim hayhuyum senin zikrinledir." O çoban böyle boş şeyler söylüyordu. Musa [aleyhis- selâm], "Ey filân! Bu konuşman kiminledir?" dedi. Çoban, "Bizi yaratanla, bu yeri ve göğü yaratanla" dedi. Musa [aleyhisselâm] dedi: "Hey! Çok talihsiz oldun. Müslüman olmadan kâfir oldun. Bu ne boş sözdür? Bu ne küfür ve hezeyandır? Ağzına pamuk tıka. Senin küfürlerinin kokusu dünyayı kokuttu. Senin küfrün, dinin ipek kumaşını parçaladı. Çarık ve dolak sana layıktır. Bir güneşe böyle şeyler nasıl uygun olur? Boğazını bu sözlere kapatmazsan, bir ateş gelir, halkı yakar." Bir ateş gelmemişse bu duman nedir? Kararmış can, kovulmuş ruh nedir? Çoban dedi: "Ey Musa! Ağzımı diktin. Pişmanlıkla sen canımı yaktın." Elbisesini parçaladı, yanık bir âh çekti. Çöle yönelip gitti. Musa'ya [aleyhisselâm] Allah'tan vahiy geldi: "Kulumuzu bizden ayırdın. Sen birleştirmek için mi geldin? Yoksa ayırmak için mi geldin? Biz dile ve söze bakmayız. Biz ruha ve hale bakarız. Evimiz gönüldür ey zâhidler. Biz, sûrete bakmayız ey dostlar. Ey Musa âdap bilenler başkadır, canı ve ruhu yanmış olanlar başkadır. Sen sarhoşlardan bir kılavuz isteme, elbiselerini yırtanlara yama ne emrediyorsun? Aşk dini bütün dinlerden ayrıdır. Aşıklar için din ve mezhep, Allah'tır. "
O yol yiğidi, iki yıl bu işi yaptı. Ondan sonra ona Hak'tan emir geldi: "Bundan sonra ver ama kimseden isteme. Biz sana gaybdan bu tezgâhı verdik. Senden kim birden bine kadar isterse, elini hasrın altına sok, çıkar.
Şeyh elinde zembil dolaşıyordu: "Efendi! Allah için bir şey. Bunu başarır mısın?" Onun sırları arştan ve kürsüden daha yukarıdaydı; işi de Allah için, Allah içindi. Peygamberlerin her biri böyle davranır. Halk yoksul, onlarsa ister"Allah'a borç verin ", "Allah'a borç verin" derler. "Allah'a yardım edin"tersine işlerler. Bu şeyh kapıdan kapıya dileniyor ama şeyh için gökyüzüne yüz kapı açık. Çünkü ciddiyetle yaptığı dilencilik Allah içindi, boğazı için değildi. Boğazı için dahi yapsaydı, o boğaz haddinden fazla Hak nuruyla doludur. Onun için ekmek, bal ve süt yemek, yüz fakirin çilesinden ve üç günlük orucundan daha iyidir.
Reklam
Ey benim canım.
Ben kendimi göstermeye gelmedim. Sadece horluk ve dilencilik için geldim. Ben konuşma niyetinde değilim; elimde zembil kapıdan kapıya dolaşacağım. Emir kuluyum; dilenci olmam için Allah'tan emir var, dilenci dilenci. Dilencilikte nadir nadir söz söyleyemem; ancak dilencilerin aşağılık yolunda yürüyeceğim. Bütünüyle aşağılığa batmak için, herkesten kötü sözler duymak için. Hakk'ın emri candır; ben de ona bağlıyım. O tamah hakkında buyurdu: 'Tamah eden, alçalır.' Din padişahı benden tamah isterse bundan sonra kanaatin tepesine toprak. O aşağı olmamı istedi; nasıl izzet ararım? O, dilencilik istedi; nasıl beylik ederim? Budan sonra dilenme ve alçalma dağarcığımda yirmi Abbas'tır. Ey benim canım.
Ey karşılaşması her sualin cevabı olan! Müşkül, konuşulmaksızın seninle hallolur.
Ey Allahım! Bizleri evliyana muhabbetle rızıklandır. Ey merhametlilerin en merhametlisi!
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.