Gece karanlığı evime dönüyorum. Düşmüştüm. Neden düştüğümü hatırlamıyorum. Tek bildiğim bir yerden düşmüş olduğum. Franz Kafka'nın Şato'su veya gizemli bir kentin saat kulesinin çanları gözlerimi oyup kulak zarlarımı yırtıyor. Kar yağıyor.
Bu yepyeni dünyada şehirliler olarak yeniden vücut bulmuş mağara sakinleri gerçeğe ve üstün değerlere Platon'un orjinal mağara sakinlerinden daha fazla değer vermiyorlar.