·
Puan vermedi
Bir Merhamet Güzelini Anlamak İçin: Mehmet Akif
İnsanlık, Birinci Dünya Harbi ile sarsılmakta. 100 yılın ardından arka sayfalarında gizlenmiş büyük yangınlar, buhranlar ve insanlık trajedisiyle tarihine kara bir danga vurulmuştur. İyi ile kötünün mücadelesi var olma savaşını verirken; her asrın tamda gecenin çöktüğü yerde filizlenen umutlar vardır. Karanlıklara aydınlık olsun diye, zafer
Berlin Caddelerinden Necid Çöllerine Mehmed Akif
Berlin Caddelerinden Necid Çöllerine Mehmed Akifİbrahim Öztürkçü · Nesil Yayınları · 20164 okunma
“Kanatları varmış kalbin; Sevince uçar, Sevilmeyince göçermiş.” Cahit Zarifoğlu
Reklam
Rüyasında Necip Fazıl’ı görüyor. Necip Fazıl ona “yirmibeş sene sonra kavuşacağız” diye sesleniyor. Cahit, rüyasını yorumlarken, “demek ki, 25 yıl daha yaşayacağım.” diyordu. Ama bir yakını “Cahit, rüyasında günleri yıl olarak görmüş.” yorumunda bulundu. Gerçekten de bu rüyadan yaklaşık 25 gün sonra hayata veda etti.
Sayfa 39
Bir ihtimal...
"Muazzam bir ihtimalsin. Gökyüzüne dokunmak gibi. Tüm maviliklere sahip olmak gibi. Hani nasıl desem "mutlu olmak " gibi.."
"Üçe kadar sayıyorum diye tehdit ederken bile araya iki buçuk sokan vicdanlı çocuklardık biz, ne ara bu hale geldik?"
Zarifoğlu, korkularını Rasim abi’ye anlatıyor...
Bir defasında otomobille köprüden, Boğaz Köprüsünden geçiyordum. Ama köprüye nasıl çıktığımı fark etmemiştim. Sonra birden köprüden geçmekte olduğumu fark ettim. Köprü... malûm... kapalı bir yer. Şaşırdım. “Köprü nasıl kapalı bir yer olur ?” dedim. “Köprünün her tarafı açık değil mi ?” “Öyle mi sanıyorsun, dedi. Köprü kapalı bir mekandır. Oradan dışarıya çıkacağın bir yer yoktur. Bunu fark ettiğim anda var gücümle gaz pedalına bastım, bir yandan da iki elimle kavradığım direksiyonu gövdemle ileri doğru ittiriyordum. Bir an önce oradan fırlayıp çıkayım diye.
Sayfa 39
Reklam
"Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey, başını alıp gitmek sevdaya dahil değil."
Cahit Zarifoğlu, Nazif Gürdoğana;
“Benim şiirlerimden hiç ezberlediğin dizeler oldu mu? diye sordu. Benim de ilk aklıma gelen “Zeynep ve Uzaktan Fırat Üzerine İkili Anlatım” şiirinden “toprak damlardan bir kız aldın/ ona selâlarla git/ onu besmeleyle değiştir” dizeleri oldu. Bunun üzerine “nedense yeni evliler, bu dizeleri hatırlıyor, benim şiirim doğaldır, ben yaşarım, bizim her şeyimiz güzeldir” demişti.
Sayfa 188
Zarifoğlu...
Denizi, yolculuğu, uzakları, enginde bulunmayı hep sevdi. Kıt imkanlarıyla bu sevgisinin hakkını vermek istedi. Fakülte yıllarının birinde (1964) sırf denizi yaşamak, kayığa binmek için Suadiye’de Deniz motoru kiraya veren birinin yanında bir yaz geçirdi. Motorcunun kulebesinde yatıp kalkıyor, orada besleniyor, bir yandan da motor kiralayanları botuyla motora kadar götürüyor, gelenleri de karşılayıp gene botuyla kıyıya taşıyordu. O yıl denizin tadını iyi çıkarttı.
Sayfa 42
Şiirde Zeka mı Kalp mi diye soranlara Zarifoğlu:
Sanıyorum şiirin evi kalbtir ve kalple yazılmalıdır. Zekanın rolünü inkar ediyor değilim. Bilâkis mutlak gereğine inanıyorum. Buradaki inceliğe dikkat etmenizi isterim. Bu şuna benzer ki İslamla mükellef olmak için akıl şarttır, ama iman akılla değildir.
Sayfa 269
88 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.