Made-ın Japon
"Bir Amerikalıyla bir Japon ormanda yürürken üzerilerine doğru bir arslanın koştuğunu görmüşler. Japon hemen oturup ayağına koşucu ayakkabılarını giymiş. Amerikalı burun kıvırmış:
- Aç bir arslandan daha hızlı koşacağını sanıyorsan yanılıyorsun.
- Arslandan daha hızlı koşamayacağımı biliyorum, demiş Japon. Senden daha hızlı koşayım yeter.
Kendisini vahşi hayvanların yemeği olmaktan kurtarmak için rakibini vahşi hayvanlara yem yapanlara da vardır."
Sayfa 24
"Ya ot olacaksınız, birisi dişleriyle sizi yiyecek ya da siz diş olacaksınız, ot olan rakiplerinizi o dişlerle yiyeceksiniz."
Sayfa 24
"Dünyada kendisini devlet, ideoloji ve iktidara acayip benliklerini nesneye çevirerek kurban edenlerin sayısı da giderek artmaktadır. Insanlar çok ciddi bir politik manipülasyon sonucu kendi aleyhine düşünen ve davranan varlıklar hâline gelebilmektedir."
Sayfa 17
"Insanoğlu daha doğuştan gözlerini gerçekte hayata değil kendisini çelik bir korse gibi kuşatmış olan iktidarlara açar."
Sayfa 16
"Yöneten-yönetilen, gözetleyen-gözeten, ezen-ezilen, efendi-köle, hakim-mahkûm, devlet-yurttaş, toplum-birey gibi kavramlar kapitalist düzenin şifreleridir. Bütün bu kavramların özünde kurulu düzenin baş eğme ve baş eğdirme esasları saklıdır."
Sayfa 15
"Dikmen-Güvenpark güzergâhında çalışan bir minibüse oğlumla binmiştik. Oturacak yerler doluydu. On-onbeş kişi de ayakta yolculuk yapıyordu. TBMM'nin yanındaki kavşakta trafik kontrolü vardı. Minibüsün muavini yolculara döndü "çökün" dedi. Herkes çöktü. Yalnızca Batunhan'la ayakta kalmıştık.
Minibüsten indiğimizde Batuhan'a: "Oğlum bu ülkede yalnız generaller emrettiğinde değil muavinler emrettiğinde de insanlar çöküyor. Hiçbir zaman çökmeyeceksin!" diyordum ki, çökenlerden birisi "hem biniyorsunuz hem de çökmüyorsunuz" dedi. Çökmenin kültür olmaktan çıkması umuduyla..."
Sayfa 4
yenicaggazetesi.com.tr/24-haziran-seci...
Türkiye gerçekte her anlamda tek adam olan Erdoğan dönemine girmiş bulunmaktadır.Bu dönem Türkiye'yi de tek adam yönetiminde bir parti devletine taşıyacağından kimse kuşku duymamalıdır. Zaten uzun zamandır diplomaların önemini yitirdiği, referansların esas alındığı bir sürece Türkiye girmişti. Bu defa iyice liyakatin yerini daha çok sadakat, itirazın yerini ise biat ve itaat alacaktır.
Kaynak Yeniçağ: 24 Haziran seçimlerinin düşündürdükleri - Özcan YENİÇERİ
Hiyerarşinin, olumsuzluklarından üst basamakta bulunanlar aşağıdaki basamakta bulunanlara nazaran daha az etkilenmektedirler. Alt basamakta bulunanlar için hiyerarşi soğuk, soyut ve ruhsuz tanrı gibidir. Öyle ki zaman zaman bir firmanın genel müdürü ya da patronuyla karşılaşan isçinin, terlediği, dili tutulduğu ve konuşmakta zorlandığı görülür. Kısacası bürokrasi soyut kuralları kutsallaştırmak ise hiyerarşi yönetenleri ilahlaştırmaktadır. Hiyerarşi bu niteliği ile yabancılaşmaya sebep olucu unsurları bünyesinde taşır.
