Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Merve özcan'ı kitaplarının isimleri yüzünden maalesef ciddiye alamazdım şu eleştiri dilim ahh biberler sürülesice kıza karşı nahoş şeyler oluşturmuştu. Özellikle ergen genç kızlar için podcastleri ne kadar da hoşmuş. Önceden eleştiri dilimi yönelttiğim kişinin öğrencilerime önerebildiğim biri olması.. Şimdi de diyorum ki keşke yakın arkadaşım olsa. Bazen bazı şeyleri basit bulup üstten bakmayı, belli kalıplara sokmayı, dünyası sığ veya geniş geleni uzlaştırmayı, eleştirmeyi ne kadar da seviyoruz. oysa bir o kadar değişmekte de ferahlık var. Düşüncelerimin değişmesini seviyorum, değişmeyi seviyorum, sakinleşmeyi, durulmayı seviyorum. Belki bir gün değiştirmeyi de sevebilirim.
Sana Sadece Sen Lazımsın
Sustur kafanda uğuldayan o sesi; Kulak ver kendine. Kapat ruhundaki ızdırabı. İndir içinin şartellerini. Olmaması gerekiyordu olmadı işte. Hayıflanman boşuna. Olmamalıymış demek ki. Sana sadece sen lazımsın. Seni senden başka kim daha iyi bilebilir ki! Kalbinde merhamet olmayan bir merhametsiz için mutlu olmaya inancını mı kaybedeceksin sen. Tüm
Reklam
Kuyunun Dibi
Kuyunun dibindeyim uzunca bir süredir. Boğulmak üzereyim. Elini uzatanlara tepkisiz. Kuyunun dibindeyim uzunca süredir. Nefessiz kaldım. Çıkmak da istemiyorum açıkçası. Annem bir tek annem. Uzatıyor elini. Anne affet. Ben senin sandığın kadar güçlü değilim. Uzunca süredir kuyunun ta en dibindeyim. Şehrin ışıkları ışıl ışıl. Ama benim ruhum gece kadar karanlık. Çıkarmak isteyenlere lal dilim. Elini uzatanlar inan umrumda değil. Uzunca bir süredir kuyunun dibindeyim ben. Allah'ım güç ver... Hayatımı temize çekebilmem için. Kuyunun dibinden çıkabilmek için güç ver Rabb'im. Canım yanıyor. Kırıyorum, kırılıyorum. Kalbim kesiklerle dolu. Ruhum endişelerle. Uzunca zamandır kuyunun dibindeyim ben. -Merve Özcan
Kendi İçimle Savaştayım
Bir şehrin en uzak semtleri kadar tenhaydı bakışlarım. Puslu ve tenha. Dokunsalar ağlardım belki. İçimi görebilselerdi eğer. Güçlü olmak zorunda olandım ben. Ayakta durmak zorunda olan. Güçsüz olmaya şansı olmayandım ben. O gün o akşamüstü orada. Kalbimi bıraktığım o toz toprak içinde. Kendimle baş başa, kalbimle kavgada. Mantığımla kanlı
Şerefli mağlubiyet
İyi olmanın cezası kaybetmek mi? Dürüst olmanın, İsteyince yürekten isteyip, Mağlup olsan bile şerefinle mağlup olmanın cezası, Kaybetmek mi hep? Devir kahpelerin devri olmuş amenna. Ama neden doğru söylüyorum diye hep dokuz köyden kovuluyorum ben? Neden hep "Şerefli Mağlubiyet" düşüyor payıma? Hani bir Ahmet Şafak şarkısı gibi; Usul usul kulaklığımda... Yoruldum ben. Doğruluğumdan, Doğru olduğum için kaybetmekten. Eğilip bükülememekten. Yalancıların arasında, ikiyüzlülerin arasında barınamamaktan. Hep onurumla kaybetmek zorunda kalmaktan. Gerçekten yoruldum artık. -Merve ÖZCAN
girdap
Nereye baksam; hangi taşı kaldırsam altından acı çıkıyor, Sanki tüm saatlerim acıya kurulmuş benim. Sanki ben bu dünyaya acı çekmeye gelmişim. Haykıramadığım öyle çok acı var ki içimde; Öyle çok hüsran, öyle çok yarım kalmışlık. Bir çocuk kalbe bu kadar acı fazla değil mi? Acı dayanılmaz olduğunda bazen; Yazmaya sığındığımda hani, Kalemimden kan akacakmış gibi. Daha çok acı, daha çok kan. Kalbim; kıpkırmızı bir boşluk. Uçsuz bucaksız bir dehliz. İçinde bir ben kaybolmuşum. Yolunu kaybetmiş bir seyyah gibi. Issız bir çöle düşmüş, Susuz... Yorulan, çok yorulan. Ama yola devam etme zorunluluğu olan. Daha çok susadıkça daha çok yürüyen. Sapsarı kumlarda biçare. İçimin girdabında başım dönmüşken, Yine gücü kendisinde arayan. Bir gezgin, bir seyyah. Yorgun bir ruh. Her düştüğünde kalemine sarılan... -Merve Özcan
Reklam
Kalp Yangını
Bazen kendimi boşluğa bırakıp, Şu kalbimi o kadar çok ateşe atmak istiyorum ki. Hani hiç olmamış gibi. Hani hiç yaşamamış gibi. Hani hiç yokmuş gibi. Cayır cayır yakmak ateşte. Ki herşeyi unutana kadar. Bazen, hatta çoğu zaman. O kadar istiyorum ki... -Merve Özcan
Anne Ölüyorum Ben
Dayanacak gücüm kalmadı artık, Ciğerime oturan bu ağırlık, Nefesimde geçmeyen bu ağrı, Annem üzülmesin diye içime attığım her hıçkırık, Gülüşümde gizlediğim her hüzün. Sanki güzel bir rüyadan bitmeyen bir kabusa uyandım. Sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibi. Ölsem de kurtulsam diyorsun ya bazen. Geride bırakacakların olmasa... Ailen olmasa yani. Gözünü kırpmadan arabayı uçuruma süresin var ya hani. Sadece onların varlığı durduruyor seni. Anne kalbim paramparça. Anne ben tükendim artık. Güçlü görünmekten. Mutlu görünmekten. Anne ben ölüyorum artık. Sana söyleyemesem de yavaş yavaş ölüyorum gün be gün. Anne kuyunun dibindeyim ben. Sadece sen çıkarabilirsin beni. Anne tut ellerimi... Yoksa inan bundan ötesi karanlık. Yoksa inan ben dayanamıyorum artık... Anne ölüyorum ben... -Merve Özcan
Kalp
Çoğu kez ruhum bedenime sığmıyor ve ben sıkışan kalbime dur diyemiyorum... -Merve Özcan
Yaşamayı Sevmiyorum Artık
Yaşamayı sevmeyi yeniden öğrenmek istiyorum. Korkarım ben artık yaşamayı sevmiyorum. İçim uçsuz bucaksız bir dehliz. Dışım buz, içim kor. Ruhum ateşler içinde yanıyorken yüz ifadem mimiksiz. Yaşamış olmak için yaşayacak biri değildim ben. Önceden. Korkarım şimdi öyleyim. Hayattan tat alamamak dedikleri bu olsa gerek. Hayat geçiyor ve ben yalnızca seyrediyorum. Neden bu kadar umutsuz, neden böyle kederli? Son 2 yılı hayatımdan silmiş olmayı dilerdim. ... Hayat, çok da güzel bir yer değil. Yaşayıp gidiyoruz işte, Öylesine. Boşversene. -Merve Özcan(Şiirin telif hakkı bana aittir.)
Reklam
Söndürün Şehrin Işıklarını
Şehrin şatafatından yoruldum. Uçsuz bucaksız bu ışıklar. Gözümü alıyor, söndürün ışıkları. Karanlığım ben, eskisi gibi ışıl ışıl değil. Huysuz, hissiz. Eskisi gibi değil işte. Örselenmiş ruhum. Kalbim kesiklerle dolu. Ölmemiş ama yaşayamamış da, araf'ta kalmış, Hayatta kalmış ona rağmen. Ne kocaman gülebilmiş, ne de ağlayabilmiş, Öylece
Birçok ilimizde meydana gelen deprem felaketinde yaralanan vatandaşlarımızdan; Mersin Şehir Hastanesine getirilen; 1- Selma ALEV (Hatay) 50 yaş, sol kol kesilebilir, HT VAR. 2- Gönül KARTAL (Hatay) 47 yaş, boyunda ağrı, ht yok. 3- Zeynep YÜKSEK (K.Maraş) 75 yaş, sağ ayak kırık, ht yok. 4- İsa ÇULHACI (Hatay) 51 yaş, göğüs ağrısı, ht yok. 5- Sevgi
*AİLESİNDEN HABER ALAMAYANLAR BU LİSTEYİ KONTROL EDEBİLİRLER* Birçok ilimizde meydana gelen deprem felaketinde yaralanan vatandaşlarımızdan; Mersin Şehir Hastanesine getirilen; 1- Selma ALEV (Hatay) 50 yaş, sol kol kesilebilir, HT VAR. 2- Gönül KARTAL (Hatay) 47 yaş, boyunda ağrı, ht yok. 3- Zeynep YÜKSEK (K.Maraş) 75 yaş, sağ ayak kırık, ht
Birçok ilimizde meydana gelen deprem felaketinde yaralanan vatandaşlarımızdan; Mersin Şehir Hastanesine getirilen; 1- Selma ALEV (Hatay) 50 yaş, sol kol kesilebilir, HT VAR. 2- Gönül KARTAL (Hatay) 47 yaş, boyunda ağrı, ht yok. 3- Zeynep YÜKSEK (K.Maraş) 75 yaş, sağ ayak kırık, ht yok. 4- İsa ÇULHACI (Hatay) 51 yaş, göğüs ağrısı, ht yok. 5- Sevgi
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.