Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Reklam
Gün Beş Defadır
Sen günü hiç sevdin mi? Günün saatlerini, Hıçkıran dakikalara benzeyen akşamları... Telaşlı, Ağır aksak... Şimdi her şeyi bırak, Gün dediğin ölümdü. Gün;
Aldanma sevgilim. Bir yerde hayaller gerçekleşir. Sen yeter ki, adımlarının arkasında dur. Sen yeter ki, yüreğini ferah tut. Bu yazgı elbet geri döner. Bakarsın rüzgârın bittiği yerde buluşuruz. Ah bir öksürsem gözyaşlarını. Belki de her şey kendi içinde kavgalı. Bilemiyorsun, sen sadece konuşuyorsun. Kirpiklerinden yaralar döküldükçe, Sen
Güzel ve Dokunaklı
Gözbebeklerinde bir ağrıyla gelirdi. Ben, kirpiklerimde binlerce yol, parmaklarımı kalbime batıra batıra beklerdim. Sokakların telaşıyla odaların suskunluğu arasına sıkışmış kekeme hayaldi. Gülüşü, bir yaprak ummanında gün ışığı gibi hüzünlü bir sevinç verirdi. Akşamüstüne benzeyen sesle konuşurdu. Kendisine ait olmayan bir zamandan yaşamaktan
MESNEVİ’DEN İLK 18 BEYİT
1.Dinle Ney’den duy neler söyler sana, Derdi vardır ayrılıklardan yana. 2.Kestiler sazlık içinden, der, beni, Dinler, ağlar: Hem kadın, hem er beni. 3.Göğsü, göz göz ayrılık delsin de bir,
Reklam
Martin'in Sevdiğini Kırması
Martin bazen gerçekten öyle hissetmediği şeyleri söylerdi, yazardı. Ruth sanırdı ki bu onun gerçek düşünceleri. Lakin bazen öyle olmazdı. Martin bazen Ruth'a çok kızdığından saçma sapan şeyler söylerdi ve onu derinden yaralardı. Ruth gibi Martin'in de gelgitleri vardı. İkisi de derin bir okyanustu ve sevgileri gerçekti. Onlar
Her gecenin güneşle gelen o ilk ışığı parlaklığı varsa elbet gidenin de bir gün mutlaka dönüşü olacaktır ama sabır
Mart...
Martin onunlayken dünyayı unuturdu. Her şeyi unuturdu. Martin sürekli bir sakarlık yapar, onu gülümsetirdi. Martin'in sakarlıklarına, Ruth önce bir şaşırır sonra da tatlı bir şekilde gülümserdi. Martin çoğu zaman Ruth'layken parkta, deniz kenarında, yolun kenarında uzun uzun yürürlerken yine Ruth'u düşünürdü. Ruth şaşırırdı,
Ne Mutlu MÜSLÜMANIM Diyene
Gönlüm, bülbül gibi başla figana! Hâlini açıkla bütün cihana! Aşk ile meşk gizli kalmaz cihanda, Deliye dönmüştün hani ilk anda. Doymayan bir hırsa açtın kucağı, Ne yazık yıkıldı gönül ocağı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.