Ancak demiryolu saldırılarının nihai etkinliği hâlâ bir tartışma konusudur. Fahreddin Paşa, savaştan sonra Teğmen Henry Garland ile yaptığı görüşme, Medine garnizonun hiçbir zaman açlığın eşiğine gelmediğini, çünkü Osmanlı yanlısı Şemmar Kabilesi tarafından iaşe ve ibate tedarikinin sürdüğünü ifade etti. Demiryolu zayiatları büyük bir sıkıntı yaratsa da Osmanlı garnizonu savaşın sonunda 10.000'den fazla mevcutlu etkili bir orduyu elinde tutuyordu. Nitekim Medine Garnizonu Ocak 1919'a kadar fiilen teslim olmadı.
Kamil, Arabistanlı Lawrence'ı Arapların aradaki gri ve orta tonları fark etmeyerek her şeyi siyah ve beyaz olarak değerlendirdikleri tezini benimsedi. Dolayısıyla Şam'da yaptığı görüşmelerde sapmalar olmadan tutarlı ve doğrudan bir tutum benimsedi. İsrail karşıtı bir Suriyeli gibi davranıyordu. Suriye ordusunun artırılması ve İsrail sınırına ordunun yerleşmesi ve güçlenmesi önemliydi. Bununla birlikte Arjantin'deyken Baas Partisini açıkça desteklemesine rağmen, Partinin Suriye iktidarını ele geçirmede başarısız olmasın -dan dolayı partiyi desteklemeyi bıraktı.
Ortadoğu'da Helenistik çağa son verenler Persler değil,
onların Arap müttefikleri oldu. Peki, Araplar nasıl ortaya çıktı? İ.Ö yaklaşık 3000-1000 yılları arasında yavaş bir süreç olarak işleyen devenin evcilleştirilmesi, insan gruplarının Arabistan, Doğu İran ve Kuzey Afrika'nın geniş çöllerini aşmalarına olanak sağladı. Arapların tek hörgüçlü devesi, günlerce suya ihtiyaç duymaksızın
uzun mesafeleri aşmasıyla ünlüdür. Bu deve, 10 dakikada 95 litre su içebilir, içtiği sıvıyı tutabilir ve çöldeki su kaynaklarını unutmaz. Diğer hayvanlara göre deve, terleme, deri yoluyla buharlaşma ve idrar ile daha az su kaybeder. Yumuşak yayvan ayakları, kısa yeleleri ve vücuduna oranla geniş deri yüzeyi sayesinde sıcağa dayanır. Develer başka hayvanların sindiremediği
dikenli bitkileri, kuru otları yiyebilir. Kıtlığa karşı hörgüçlerinde su değil yağ depolarlar. Batılılar için deveye binmek ve hayvanı yönetmek zordur. Bu hayvanlar, inatçılıkları ve kindarlıkları ko-
nusunda kazandıkları ünü hiç de hak etmemişlerdir. Develer hakkındaki şakalarımız ve şarkılarımız, onların kişiliğinden ziyade bizim cehaletimizi ortaya dökmektedir.
Arabistanlı Lawrence'ı izleyin. Biraz uzun ama, Türk askerinin 1.dünya savaşında arabistanda yaşadığı o korkunç sefaleti bu kadar derinden ve çarpıcı hissedebileceğiniz başka bir eser yok ya da ben bilmiyorum. Bizimkiler, acılarından korkan bir millet olduğu için bunları anlatmıyorlar.