Aslında yaşayan hiçbir canlıya zarar vermeyen, sadece ölü hayvanları yiyerek beslenen akbabalardan savunmasız yaratıklara acımasızca saldıran bir yırtıcıymış gibi bahsedilmesinin bu derece yaygın olması ne kadar da enteresan diye düşündü...
Uzun zaman önce bir terapist, tanımlandığı her alanda aktif olma tavsiyesi vermişti. Eşine karşı bir koca, oğluna karşı bir baba, anne babasına karşı bir evlat, meslektaşlarına karşı bir dost, dostlarına karşı içten bir arkadaş olurken hep aktif olmalıydı. Kişinin yaşamının dengesiyle huzurunun bu yaşam öbeklerine aktif olarak katılmakla sağlanacağı hususunda ısrarcıydı. Gurney mantığını kavradığı bu öneriye karşı çıkmamıştı. Zaten yol gösterici bir prensip olarak ele alındığında bu önerinin gayet doğru olduğu açıktı. Ama iş bunu pratiğe dökmeye gelince başarılı olamıyordu.
"İnsanlık öldü mü?" dedim.
"Yok," dedi, "ölmedi, ölmedi ama, bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?"
"Nerede kaldı acaba?"
....
"Kuşlar da gitti," dedi Mahmut.
... ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması... İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir...
... , fakat elde edebildiğimi de kaybetmek korkusuyla, bu gayeye gözlerimi çevirmekten çekiniyor, seyretmekte olduğu ve yakalamak istediği harikulade güzel bir kuşu küçük bir hareketiyle kaçıracağından korkan bir insan gibi atıl kalıyordum.
... etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum, fakat hiçbir zaman etrafın bu hareketini haklı bulacaklarını tasavvur edemiyordum.