Türkiye'de laiklik, devlet kadar sivil toplumu da hedef almakta ve "milliyetçi bir siyasetin kutsanmasına" hizmet etmektedir. Erich Auerbach 1938 tarihli mektubunda Türkiye'deki mevcut durumu "Dindarlığa karşı mücadele ediliyor ve İslam kültürü Arap kökenli bir yabancılaşma olarak küçük görülüyor" şeklinde tanımlar. Avusturyalı meşhur Şarkiyatçı Herbert Wilhelm Duda da (1900-1975), 1948 yılında benzer şekilde Kemalist siyaseti şöyle tanımlayacaktır: " ... umursamazlıktan da fazla bir şey, düpedüz din düşmanlığı."
... Batı, Aristoteles'i Araplar aracılığıyla tanıdı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Kurban edilen hayvan sayısı özellikle hac aylarında çok arttığından hayvan leşleri havayı zehirler, veba benzeri bulaşıcı hastalıkların sık sık ortaya çıkmasına yol açarlar.
FİNLANDİYA TATARLARI
Uzak diasporada sayıları oldukça az olmasına rağmen en iyi organize olan, varlıklı ve dolaysıylasıyla etkili Tatar topluluğu Finlandiya'da yaşar. Finlandiya bağımsızlığına kavuşmadan önce İsveç Kraliyetinin hakimiyeti altındaydı. 1 809'da İsveç ve Rusya arasında yapılan Frederikshamm antlaşması ile Finlandiya Büyük Dukalığı Rusya'ya
Aydınların göçü:
İstanbul'a yerleşerek burada vefat eden ilk meşhur Tatar aydını tespitlere göre din alimi Abdünnasır Kursavi (1771/72- 1812) olmuştur. 1866'da ilk batılı anlamda Tatar hikayesi olan Hüsemaddin Menla (molla)'nın yazarıdır. Musa Akyiğitzade (1865-1923)dir. O 1887'de İstanbul'a gelip yerleşmiş, iktisat alanında çalışmıştı.
1,000 öğeden 681 ile 690 arasındakiler gösteriliyor.