Peel Komisyonu ve Büyük İsyan
Arap liderliğinin greve son vermesindeki sebeplerden birisi, İngiltere'nin Filistin'e yeni bir komisyon göndermeyi vaat etmesiydi. Lord Peel'in başkanlığındaki bu komisyon, raporunu 1937 Temmuz ayında yayınladı. Raporda mandanın dayandığı varsayımın gerçekleşemeyeceği, Balfour Deklarasyonu'nun içerdiği çelişkili
Sayfa 286 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Musa Kazım ve Hacı Emin El-Hüseyni'nin liderliğinde gerçekleşen İslami alımlara, milli seferberlik, siyasi eylemler ve kuvvetli isyanlar eşlik etmiştir. Bu devrimlerden Kudüs ayaklanması 1920'de, Yafa Ayaklanması 1921'de, Burak Ayaklanması 1929'da ve Ekim Ayaklanması 1933'te gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra Şeyh İzzettin Kassam'ın liderliğindeki "Mukaddes Cihat Birliği" kurulmuştu. Direniş hareketlerinin siyasi yüzünü Hacı Emin El-Hüseyni'nin liderlik ettiği Filistin Arap Yüksek Komitesi temsil etmekteydi.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
🇵🇸Filistin meselesi (4) kaynak: Bbc - Londra Temmuz 1937’de İngiltere’de, Hindistan’dan sorumlu eski devlet bakanı Lord Peel’in başkanlığındaki bir Kraliyet Komisyonu, bu bölgeyi Yahudi ve Arap devletleri arasında ikiye bölmeyi önerdi. Yahudi devleti, İngiliz mandasındaki Filistin’in üçte birini kaplayacaktı ve Celile Denizi ile
Arap Ligi veya resmi adıyla Arap Devletleri Birliği Suriye, Ürdün, Irak. Suudi Arabistan, Lübnan, Mısır ve Yemen arasında imzalanan bir paktla 22 Mart 1945'te kuruldu. 16 Pakta ek olarak yayınlanan Filistin Hakkında Deklarasyon'da, Filistin'in, Arap ülkelerinin ayrılmaz bir parçası" olduğu ifade edildikten sonra, İskederiye Protokolü aynen teyit edilerek, 1939 Beyaz Kitabı'ndaki hususların Arapların müktesep haklarını teşkil ettiği belirtiliyordu. Arap devletleri arasındaki bu birlik teşebbüsleri Filistin Araplarına da tesir etmiş olmalı ki, 25 Kasım 1945'te Yüksek Arap Komitesi yeniden kuruldu. Komitede 5 Hüseyni, 5 tane diğer partilerden birer temsilci ve 2 tane de tarafsız üye bulunuyordu. Nesâşibiler, kendilerine geniş temsil imkanı verilmediği için komiteyi boykot ettiler. Komitenin başına, Rodezya'daki sürgünden dönen Cemal Hüseyni getirildi. Lakin Cemal Hüseyni Yüksek Arap Komitesi'ne bir canlılık getiremedi. Çünkü diğer grupların Hüseynîlere güveni yoktu. Nitekim, Cemal Hüseyni 1946 Mart'ında komiteyi toplantıya çağırdığında, Hüseynilerden başka kimse gelmedi. Gelmediği gibi diğer siyasi gruplar kendi aralarında birleşip. 29 Mayıs 1946'da Yüksek Arap Cephesini teşkil ettiler. Bu gruplar, Milli Savunma Partisi. Reform Partisi. Milli Blok Arap Gençlik Kongresi ve İstiklal Partisi'ydi.....
Sayfa 77 - Kronik Kitap 7. BaskıKitabı okudu
ne ilk ne de son...
“İrgun ve Stern teröristleri 9 Nisan 1948 gecesi, Kudüs yakınlarındaki Deyr Yasin köyüne saldırdılar. Köyü ele geçiren İrgun ve Stern kuvvetleri, hamile kadınların ve çocukların da dahil olduğu 250 kadar Arap köylüsünü önce sokaklarda dolaştırdıktan sonra, hepsini kurşunlamışlardır. Arap Yüksek Komitesi ise, daha sonra köye girdiğinde, 250 ölü bulduklarını ve 100-200 kişinin de kayıp olduğunu bildirmiştir.” (s. 97) Bugün Gazze ve Batı Yaka’da uygulanmakta olan büyük etnik temizliğin ilk korkunç adımıydı Deyr Yasin katliamı. Gözümün önünde yaşanan Gazze mezbahası Deyr Yasin’in devamıdır.
Reklam
Gece karanlık ve sakindi. Amman'ın yedi tepesinden birine tüneyen binanın sessizliğinde, bir adam yere ser­diği yatağından kalktı ve namaz seccadesini açtı. 17 mayıs günü, saat sabahın dördüydü. Ürdün Kralı için, ata­larından birinin Peygamberi olduğu Tanrı'yla diyaloga başlayacağı bir gün doğuyordu. Ama, Kudüs'ten gelen bir telefonla allak bullak olan yaveri Hazza el Macali'nin içeri girmesiyle uğraşı birden yarıda kalıverdi. Telefonun öteki ucunda, şehirde kalan Arap Yüksek Komitesi üyelerinden Ahmet Hilmi Paşa'nın hıçkırıklar arasında boğulan sesi bir kere daha yalvarmış­ tı: «Allah aşkına, Kudüs'ü ve halkını yok olmaktan kur­tarmak için Abdullah yardımımıza koşsun.» Yaverin o gece Hilmi Paşa'yla ikinci konuşmasıydı bu. Son yirmi dört saat içinde Amman'a yağan yakar se­lini noktalıyordu. - Asker yollamzsanız yahudi bayrağı babanızın me­zarı üzerinde dalgalanacak, bile demişti bir Kudüs'lü krala. Abdullah bu uyarılara kayıtsız kalmıyordu. Filistin'­ in paylaştırılmasına boyun eğdiyse bile, Kudüs'ün ulus­ lararası şehir sayılması onda da Ben Gurion'daki kadar büyük bir üzüntü uyandırmıştı. Sadece tahtının ayakta kalması için yardımlarından ve desteğinden vazgeçeme­ diği İngiltere'nin devamlı baskıları, şimdiye kadar bedevillerini kutsal şehir Kudüs'ün yardımına yollamasını en­gellemişti. Ama şehrin elden gitmesi kişiliğiyle prestijine korkunç bir darbe indirecekti. «Askerlerim İslam'ın en kutsal yerlerinden birini koruyamadıktan sonra, diyordu kendi kendine, Orta Doğu'nun en güçlü ordusuna sahip olmak neye yarar?»
1936 bahar ve yazında Filistin'i kasıp kavuran şiddet dalgası Siyonizme, İngiliz emperyalizmine ve yerine kök salmış Arap liderliğine karşı kendiliğinden doğan bir halk tepkisiydi. 15 Nisan'da silahlı bir Arap çetesinin bir otobüsü soyup bir Yahudi yolcuyu öldürmesiyle olaylar başladı; ertesi akşam Haganah, iki Arap çiftçiyi öldürerek
Sayfa 286 - Agora KitaplığıKitabı okudu
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.