Osmanlı Bilgininin Dil Tasavvuru
Varlık, fizik (aynî), zihin (zihnî), dil (lafzî, luğavî, lisânî, ibârevî) ve yazı'da (hattî, kitabî) olmak üzere dört seferde tezâhür eder. (...) Mutlak Varlık kavramı çerçevesinde bir birlik vardır. Buna göre, yazıda varolan dilde var olana, dilde varolan zihinde varolana, zihinde varolan ise fizikte var olana delâlet eder. (...)
Biraz geriye gidip tarım imparatorluklarına baktığımızda da bir"yüksek dil" ve "alçak dil"ayrımı görmek mümkün. En tanıdık örnekten, Osmanlı'dan gidelim. Hala bilmeyenler olabilir diye dilimizdeki son tüyle bir uyarı yapalım: Osmanlıca ile Türkçe aslında birbirinden farklı diller değildir ve 1928'de değişen sadece alfabedir. Nasıl Latin harfleri ile yazmamız Titus Livius'la sohbet edebileceğimiz anlamına gelmiyorsa Arap harfleri kullanmak da bizi sahabe yapmıyor ancak matbaanın yaygınlaşmadı bir toplumdan elimizde kalan kaynakların büyük bir kısmının emperyal elitler tarafından üretilmiş olması, osmanlıca'nın bir saray dili olarak karşımıza çıkması sonucunu doğuruyor. Bu değil birçok Arapça ve Farsça kelime ile terkiple süslenmiş olsa da dil bilgisi ve sentaks açısından Türkçe. Elinde bir sözlük olan herkes rahatlıkla bu lisanı anlayabilir.
Reklam
Mustafa Kemal Lübnan ve Suriye'de
Beyrut limanında ilk kez Avrupa dışındaki bir toprağa ayak bastığı söylenebilir. Selânik’te, hatta İstanbul ve Manastır’da farklı halk grupları arasında bir tür Lingua Franca oluşturan Türkçe, Suriye’de geçerli bir dil değildi. Kuran-ı Kerim’e dayanan cüzî Arapça bilgisi, bırakalım yerel gazeteleri okumayı, kahvesinin yanına bir bardak su söylemeye bile yetmezdi. Yaklaşık 300.000 nüfuslu Şam neredeyse dört yüz yıldır Osmanlı idaresinde yaşamasına rağmen katıksız bir Arap şehri olarak kalmıştı. Selânik’te hemen hemen bütün dinî gruplar konuştukları dille de rahatça ayırt edilebilirken, burada Müslümanlar ve Hıristiyanlar tek ve aynı dili kullanıyordu. Yine de sivil veya dinî idarenin üst kademelerinde kariyer yapabilmek için belli bir Osmanlılaşma gerekiyordu; Hanefî mezhebine üyeliğin yanında Türkçe’nin sözlü ve yazılı olarak ustaca kullanılması Suriye için de geçerli şartlardandı.
Arapça dersleri veriyorum
Kendisini arapça dil bilgisi konusunda geliştirmek isteyenler bana ulaşabilir.
Çocuk küçük yaşlardan başlamak suretiyle Kur’an mektebine gidip, anlamını bilmediği Arapça sesler ezberleyeceğine (İtalyanca bilmeyen bir çocuğa İtalyanca Tommiks ezberletildiğini düşünün—bu onun için hiçbir şey ifade etmeyecektir) inanıp, inanmayacağına kendisi karar versin. Önce bir okusun, okuma-yazma öğrensin, dil öğrensin, biraz dünyayı
PROFESÖR CAFEROĞLU AHMET Birkaç gün önce ölen Prof. Caferoğlu Ahmet, Türk kültür hayatına büyük hizmetler eden dış Türkler'den biriydi. Son kırk elli yılda, Türkiye'de yaşayıp da millî kültür ve sanat alanında seçkin yer tutanlar arasında Dış Türkler'in çokluğu dikkati çeken ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Akçuraoğlu
Reklam
222 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.