❝KARA SEVDA..
Bir uzak rüyada yorgun ıhlamur, İkindiler sonu inen ıssızlık. Ve A raf kokulu uzak bir yağmur, Hâlâ düşüncemde sonsuz yalnızlık. Yemyeşil saltanat minarelerde, Dualar ki ıslak, meçhul ve derin. Ağıtla içilir pencerelerde, Uzak hatırası sevilenlerin. Haşin bir uzlettir kurşun sonbahar, Hummalı alınlar serin camlarda. Ve kara sevdalı delikanlılar, Bekleşir... Bekleşir bu akşamlarda
Sayfa 161 - E-KitapKitabı okuyor
Sokaklardan, Kıyılardan, G ök mavisinden, Ekmeğinden, Canevinden ayrı düşmeye Yani bütün hasretlerin kahrına Ve zehrine çaresiz kalmaların, tik nefesi Hızır gibi yetişir Cibalide sarılan cıgaranın... Tütün işçileri yoksul, Tütün işçileri yorgun, Am a yiğit, Pırıl - pırıl namuslu. Nam ı gitmiş deryaların ardına Vatanımın bir umudu...
Reklam
arif nihat asya
Su içen kuşu, her yudumda gagasını göklere kaldırarak Allah'a şükrederken gördüm.
SUFİ KİTAPKitabı okudu
-Neyin? -Bu dünyada ne kadar ömrümün kaldığını. -Bilemezsiniz ki, ne zaman öleceğinizi. -Ortalamalar yasası çevresi içinde tahmin edebilirim. -Peki, tahmin edin. -Eğer sağlığın ve koşullar ortalama olarak böyle devam ederse, 87 yaşıma kadar yaşayacağımı tahmin ediyorum. Bayağı bol keseden hesapladığımın farkındayım. Babam 84 yaşında öldü, annem kanserden 44 yaşında. İki ağabeyimde biri 77, diğeri 79 yaşlarında öldüler. Her neyse, farz edelim ki 87 yaşına kadar yaşayacağım. -Ama sadece yıl değil ay ve gün de önemli. -Doğru; doğum günümde öleceğimi varsayalım. -Peki. -Ben şimdi 62 yaşındayım. Ne yapar? -Ne yapar? Yani ölümüme kaç yıl var? -25 yıl. -Kaç gün? Arif Bey, kağıt üzerinde 25 ile 365'i çarptı: -9125. -Demek bu güzel dünyada, 9125 günüm var. -Siz de don juan'ın Carlos'a konuştuğu gibi konuşmaya başladınız. İkimiz de güldük. -Kaç saatim var? -9125*24 ile kaç saatiniz olduğunu buluruz. İki yüz on dokuz bin saatiniz var. -Tabii, bu saatler istediğim gibi kullanabilme özgürlüğüne sahip olduğum saatler değil. Çalışma hayatı içinde işe gidip gelirken harcanan zamanlar var; işte, banyoda, yemek yerken, alışveriş gibi, uyku gibi zorunlu olarak harcanan zamanlar var. -Geriye günde sizin kendinize 3 veya 4 saatiniz kalır. -Ya da 4 veya 5 saat. Bu 4 veya 5 saat içinde kendime özgü yaşamımı oluşturacağım. Birisi beni, hocam geleyim bir tavla atalım gelin bize buyurun bir çay içelim; gelin biraz sohbet edelim Birgül sağdan soldan konuşalım Birgül diye davet ettiği zaman kendime ait zamanın bilincinde olarak evet veya hayır derim bu bilinç için de seçimimi yaparım.
Sayfa 294
Tevrat'a Göre Zina Cezası
“Hammurabi'den asırlar sonra (İÖ 13. asır) Musa'ya gelen Tevrat'ta ise zina cezasıyla ilgili çok ağır hükümler vardır. Bu konuda birkaç somut örnek vermek gerekirse, 1) Evlenen bir kız şayet bakire çıkmazsa babasının evi önünde şehrin insanları tarafından taşlanarak öldürülür. 2) Eğer bir adam başkasının hanımıyla ilişkiye girerse ve suçun işlendiği yer bir yerleşim birimiyse, o zaman hem erkek, hem de kadın öldürülür. Eğer bu zina suçu bir çölde meydana gelmişse, o zaman sadece erkek öldürülür. Zira erkek, kadına baskı kurmak zoruyla bu işi yapmış olabilir. 3) Şayet bir adam nişanlısı olmayan bir kızla ilişkiye girerse, bu durumda o kızın babasına 50 şekel (yaklaşık olarak, yüz gram) gümüş para vermeli ve o kızla da evlenmeli. Ayrıca, ölünceye dek de o kızı boşayamaz. Bunlar Tevrat'ta var olan cezai yaptırımlardır. (Örneğin, Tevrat, "Tesniye", 22/20-29.)”
Sayfa 197 - Berfin YayınlarıKitabı okudu
Tahrím Suresi, Medine döneminin hemen hemen son yılında inmiştir ve Kur'an'ın toplam 114 Suresi içinde 107. sırada yer alır. (Osman Keskioğlu, Kur'an'ı Kerim Bilgileri, Diyanet yayıni s.128; Zerkeşi, el-Burhan, 1/249; I. Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s.87.) Bu surenin ilk beş ayeti Muhammed'in hanımlarıyla ilgilidir.
Sayfa 189 - Berfin YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.