Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönüldür bu.. Aka da tutulur, yoka da tutulur.
Gaye Sen'sin, başarımız Sen'den Gurur verme yâ Rab gurur verme bize Sana kulluk ve halka hizmette Fütür verme yâ Rab, fütür verme bize. Arif Nihat Asya
Sayfa 76 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Arif Nihat Asya
Biz, Kısık Sesleriz. Minareleri Ezansız Gökyüzümüzü Bayraksız Bırakma Allah'ım
Köre gözlük verdiler: O değnek istiyordu..
Târihlere, destanlara yol bulabilsem Hiç durmadan, düşünmeden geri giderim… Buna şaşma, ki geçmişte yaşamayı ben Gelecekte yaşamaya tercih ederim!
Sayfa 191
Zaman zaman der içim «N’olurdu, âh ey din; Haramların tadını Helâle verseydin.»
Sayfa 184
Reklam
Bir millet var, düşmandan çekmediğini Dosttan çeken! Yardımın mı geç kaldı, Allah’ım; Yoksa biz mi geldik erken?
Sayfa 136
Torunlarım dört yana kol kol gitsin, Malazgird’den İstanbul’a yol gitsin! Gelip sana çarpan gücü, yavaştan Anlatmazsa, haritadan sil gitsin!
Sayfa 103
Kutsal konuları inananlara bırak. Onlar senin maskaran değil: Memleket imanı Senin yaygaran değil. Ve Türk'ün iman ateşi Senin sigaran değil. Kitabımı yırtmışsın... Kitabım senin paçavran değil. Dinlemesini bilen anlar sözümden Çıldıran değil, saldıran değil, kuduran değil! Döndürüp durma elindeki devrimleri... Devrimler senin makaran değil. Şehitlerden söz etme: Onlar senin kadavran değil. Yaklaşma türbelerle mezarlara.. Kutsal yerler senin kamaran değil. Temiz eller kurmuştur bu memleketi, Senin zembereğini kuran değil. Ağzına alma Atatürk'ü.. Atatürk senin gargaran değil.
Sayfa 126
Kars’ım, Ankara' yım, Van'ım, Bolu'yum... Boğazlardan açan fetih yoluyum: Murâdına ermiş Anadoluyum: Tanrı özenerek kurdu yapımı: Selçuklu Alp Arslan, açtı kapımı! Kalbim, doğuştan «Türk, Türk...» diye çarpar; Yıldız, «Yıldınızım!» diye göz kırpar; Şimdi, bayraktan, al bana el çırpar: Tanrı, özenerek kurdu yapımı: Selçuklu Alp Arslan, açtı kapımı! Elinde kalbini Türk'e uzatan, Ben, bin altmış dörtten bu yana vatan. «Benimdir, demiştim, bana gül atan!»
Sayfa 94
Reklam
-İster erkek ister kadın- Çocuğuyum bu vatanın Ve gazada can borcuyum.. Serhatte kale burcuyum... Susuz olabilirim. Uykusuz olabilirim. Bayraksız olamam!
Sayfa 54
Havaya kalkmaz, şerefe kalkar Kadeh dediğin! Bense bıraktım içkiyi. Şimdi içiyorum rüyada... Ne yapalım, şerefine içilecek Kimse kalmamış dünyada!
Sayfa 22
Huzur, doğmasına doğacak ama sezaryen ameliyatıyla… Belki de bize: – Anayı mı çocuğu mu? diyecekler.
Sayfa 26
Hoca, bindiği dalı kesip düşmüş; biz, ormanımızın ağacını kökünden kesip altında kalırız.
Sayfa 17 - nasrettin hoca
1950-1960 YILLARI ARASI. 1950'li yıllar. Tek parti iktidarından kurtulmanın sevinci yaşanırken kültür ve eğitimin başıboş bırakıldığı yıllar. Soğuk savaş yılları NATO'ya giriş ve ABD'ye tam bir teslimiyet. Türkçülerin ümitleri yine boşa çıkıyor, hayaller kırılıyor. Ekonomik kalkınma, yollar, fabrikalar... Fakat köylerden şehirlere
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.