Ecel kılıcına karşı bütün siperler hiçtir. Bu ululuk, bu gümüş ve altınlar hiçtir. Zamanın iyi ve kötüsüne baktım, İyi olan iyiliktir, diğerleri hiçtir.
Sayfa 293 - MEB YayıneviKitabı okudu
Âşıkların harabâtı bayındırlık kabul etmez ve halleri de ibarelere sığmaz.
Sayfa 620 - MEB YayıneviKitabı okudu
Reklam
Aşk mutfağında yalnız iyileri keser, zayıfları ve huyları kötü olanları kesmezler. Eğer sâdık bir âşıksan kesilmekten kaçınma. Burada kimi kesmezlerse o, murdar olur.
Sayfa 557 - MEB YayıneviKitabı okudu
...çünkü fırsatlar bulut gibi gelip geçerler.
Sayfa 155 - MEB YayıneviKitabı okudu
Her şey insan oğluna feda, insan oğlu da kendi nefsine feda olmuştur.
Sayfa 79 - MEB YayıneviKitabı okudu
Mevlânâ Hazretlerinin verdiği şu misal ise nefsin mâhiyetini izah bakımından gerçekten pek ibretlidir: “Bir gün bir akrep ırmağın kenarında dolaşıyordu. Birdenbire bir kaplumbağa akrebin yanına gelip ona: «- Burada ne yapıyorsun?» dedi. Akrep: «- Irmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum; çünkü benim bütün kavim ve çocuklarım ırmağın öte yanındadır» diye cevap verdi. Kaplumbağa da şefkati ve yabancıya iyi davranması sebebiyle onu en yakın bir akrabası imiş gibi sırtına alıp su üzerinde yüzmeye başladı. Irmağın ortasına gelince akrebin sokmak arzusu uyandı. Kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu. Kaplumbağa: «- Ne yapıyorsun?» diye sordu. Akrep: «- Hünerimi gösteriyorum. Sen bana iyilik edip yarama merhem oldun. Ben de sana iğnemi sokuyorum. Benim göstereceğim şefkat de ancak budur» dedi. Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve akrep boğuldu.” Mevlânâ bu hikayeyi anlattıktan sonra şu beyitleri okudu: “Haydi! Kötü nefsi öldürün! Bu hususta ihmal göstermeyin. Onu diri bırakmayın, çünkü o akreptir.” “Câhil yakınlık gösterse de sonunda câhilliğinden ötürü seni incitir.” (Ahmet Eflâkî, Âriflerin Menkıbeleri, I, 497)
Reklam
Dünyanın bütün can sıkıntısı bu dünyaya gönül verme neticesidir.
Sayfa 432 - MEB YayıneviKitabı okudu
Hazine zahmette; neşe, arayıp istemede ve rahmet de edeptedir.
Sayfa 427 - MEB YayıneviKitabı okudu
Sadece dünya ve dünyalık için dostluğun mahiyetini ve acı sonucunu şu misal ne güzel anlatır: Bir gün Mevlana Hazretleri ve bazı dostları gezmeye çıkmışlardı. Biraz ilerleyince bir viraneye geldiler. Orada birkaç köpek birbirleriyle sarmaş dolaş uyuyorlardı. Siraceddin Tatarî: "- Bu biçareler arasında ne güzel bir birlik vardır, ne güzel uyuyorlar ve birbirleriyle ne kadar da güzel sarmaş dolaş olmuşlar! " dedi. Bunun üzerine Mevlâna: "- Ey Siraceddin! Eğer bunların arasındaki dostluğu ve birliği anlamak istiyorsan, onların aralarına bir kez veya bir parça ciğer atıver. O zaman bu dostluğun nasıl bir dostluk olduğunu görürsün. Işte şu gördüğün dünya ehli ve dünya malına tapanların aralarındaki dostluk da böyledir. Aralarında bir menfaat ve karşılık olmadıkça birbirlerinin dostudurlar; fakat değersiz bir dünyalık girince nice senelik namus ve şereflerini havaya atarlar ve aralarındaki tuz ekmek hakkını bir tarafa bırakırlar." (Ahmet Eflâki, Âriflerin Menkıbeleri, I, 235)
Sayfa 478 - Erkam Yayınları, 4. Cilt, Zuhruf Suresi 67-73 Tefsiri
146 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.