Hayatımda okuduğum, okumaktan haz aldığım, yemek yerken bi yandan kitabla bütünleştiğim, çok sesli bir ortam da bile kitaba sığındığım, rüyama kadar eşlik edip etkisinden kurtulamadığım ilk kitap. Bende birçok ilki barındıran bu kitap aynı zamanda Arif Ergin nin de ilk kitabı. Envai çeşit gizemi Türkleştirip çok mantıklı bir yere bağlaması beni cezbetti. Heleki son sayfalar.. Allah ım 600 küsür sayfa sadece iki günden ibaret ama ne biçimidir o yaa tadından yenmiyor. Arif Ergin nin sabırsızlıkla ikinci kitabını bekliyorum desem yeridir. Kitap betimlemeleri öyle kurgulanmış ki yazarla beraber sanki sulu bir kaydıraktan kayıyorsunuz. Sonunda da yumuşak mı yumuşak bir okyanusa dalıyorsunuz. Uçsuz bucaksız epey derin... Kitaba yansıttığı tüm duyguları içten içe su gibi içiyorsunuz o su size bazen şifa oluyor bazen ceza ama bundan bile tad alıyorsunuz. Öyleki sadetle kesinlikle okuyun derim. Dersiniz şimdi hiç mi olumsuz yönü yok.. Vallahi tabiri caizse kitabın büyüsüne kapılınca gözünüz sadece bir sonraki sayfada kalıyor.