Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Hilal efe
Hilal efe
@arjin3147
Çocuk Gelişimci
lisans
Hatay
3 January
63 reader point
Joined on March 2022
Yılın en iyi romanı diye alıp okumaya başladığım ama Yılın en iyi kişisel gelişim kitabı olması gerektiğini düşünerek bitirdiğim bir kitap olur kendisi.
Hayatı boktan giden Nora, kesin çözüm olarak yeltendiği intihardan kaynaklı,ölüm ile yaşam arasında kendini bir kütüphanede bulup pişmanlıklarını telafi etme fırsatı buluyor.
Nora bir eş, bir popstar ,bir şampiyon yüzücü olma fırsatlarını geri tepmeseydi şu anki gibi hayattan tat alamayan başarısız bir Nora olur muydu ?Paralel evrende bu soruların cevaplarını yaşayarak okurla paylaşıyor.Benim tavsiyem storytel de dinlemeniz,seslendirme muhteşem:))
Yalnızca cesaret edenler uçabilir
Tanıştırayım Zorba.limanda yaşayan etobur,şişko bir kedi olur kendisi.
Sahibinin tatile gitmesi ile evde yalnız kalan Zorba'nın sürpriz bir misafiri vardır,Martı Kengah..
Okyanusa dökülen petrolden zehirlenen martı Kengah;öleceğini anlayınca yumurtasını emanet edebileceği güvenli bir yer bulmak umuduyla limanda bulunan bir evin balkonunda bulur kendisini.Başından geçenleri anlatan Kengah kendisini kurtarmak için çabalayan zorba'dan ölmeden önce kendisine üç konuda söz vermesini ister;
-Yumurtayı yemeyecek
-küçük martı yumurtadan çıkana kadar onu koruyup kollayacak
-Martıya uçmayı öğretecek -ki bu hiç kolay olmayacaktır Zorba için-
Farklılıklara rağmen canlıların birbirlerini kabul etmenin ne kadar önemli ve mümkün olduğu,verilen sözlerin tutulması gerektiği konusunda yazılan en güzel çocuk öykülerinden biri diye düşünüyorum.Tabi sadece çocukların değil yetişkinlerin de çok severek okuyabilmesi en beğendiğim nokta
"Çocuğun yüzmeyi öğrenmemesi istismardır" söylemiyle tanıdığım ve eleştirdiğim bir yazar olur kendisi
Ön yargılı olmamak adına kitaplarını okumayı düşünüp 'Bütün Çocuklar iyidir' kitabı ile başladım.
İstismar geniş bir yelpaze olduğu için ihmal edilmişliğin de aslında bir istismar çeşidi olduğunu söylemeye çalıştığını kavramam çok uzun sürmedi.
Yinede ailelerin sosyo-ekonomik-kültürel yapısını ele almadan yaptığı yoruma hak verdiğimi söyleyemem
Yazar bize çocuğun;yeme,içme,giyinme,duygu ve düşüncelerini ifade etme gibi temel hak ve özgürlüklerine -çocuğun iyiliği-adı altında ailelerin istemeden nasıl ket vurduğunu, öykülendirerek anlatıyor.Karşılaştığımız günlük olayları baz alarak yazılan bir kitap olduğu için
(Çocuğun okula gitmek istememe tercihine saygı duymalıyız tabi bunu eyleme geçirmeden) okumaktan çok keyif aldım.
Yinede annelik iç güdümüzü kontrol altına alacağını zannetmiyorum( Çocuk bamya yemeliii)
Anlaşılır sade ve akıcı bir dil kullanması, sadece yetişkinleri değil çocukları da baz alarak yazması en beğendiğim nokta.Orta Çocukluk döneminden itibaren okumak isteyen çocuklar için rehber niteliğinde
#çocukgelişimiveeğitimi
#çocukgelişimi
#bütünçocuklariyidir
Reader Follow Recommendations
Neden öfkelenmeye hakkımız yok anne ve babamıza?
Affetmenin iyileştirici tarafına bizi neden inandırıyorlar?
Samimi bir yüzleşme yerine sahte duygular ile yaşamayı neden tercih ediyoruz?
Öfkemizin kaynağına ulaşıp hakikati bulma yolunda bedenimizin verdiği sinyallere neden kulak tıkıyoruz?
Ağır hastalıklar, erken yaşta ölüm ve intihar; ahlak
·
Not rated
Hem çocuklar hemde yetişkinler için yazıldığına emin olduğum 'Bir Şeftali Bin Şeftali 'öyküsünü bizzat şeftali ağacının kendi ağzından okuyorsunuz söylediklerine kulak verin.
Çok yakın iki arkadaş olan Sahip Ali ve Polat ile yolları kesişiyor bizim şeftali'nin.Kurak ve verimsiz bir toprakta Sahip Ali ve Polat'ın gerek dostlukları gerek çabaları ile ağaç olup, yoksul çocuklar için meyve verme hayali ile yaşamaya başlıyor.Sahip Ali'nin aralarından ansızın ayrılması ile Zalim bir ağa ve çiftçinin eline düşüp meyve vermekten vazgeçiyor.
Samed Behrengi ;Arkadaşlık, dostluk kavramlarını doğa ile birleştirip,yetmediğini düşünmüş olacak ki hak, adalet kavramları ile harmanlamış.Ölmeseydi belki de çocuklar uyusun ,yetişkinler uyansın diye daha nice muhteşem eserler koyardı ortaya
#birşeftalibinşeftali #samedbehrengi
#çocukgelişimiveeğitimi
#cocukkitaplarisadececocuklaricindegildir
#çocukgelişimi
Ergen bir bireyle aynı evde yaşamak mayınlı bir bölgede nereye adım atacağını bilememek kadar zorlayıcı olabiliyor
Dün'e kadar ;Duygu ve düşüncelerini heyecanla anlatan, sözlerimize eşsiz bir melodi dinliyor edasıyla kulak kesilen, bu hayatta gördüğü en mükemmel ebeveynmişiz gibi aşkla bakan yavrularımız bir sabah uyandığımızda bize karşı
Başucumda bulunan; muhteşem, geçmiş ve günümüze fazlasıyla ayna tutan bir kitap bırakıyorum buraya.
Ağdalı imgelere yer vermesinden kaynaklı,yer yer sıkıldığım doğrudur Sevgili Clarissa P. Estes'in bu kitabı 25 yılda tamamladığını ele alırsak bir solukta okunacak bir kitap olmadığı aşikar.
Clarissa Pinkola Estes;Travma sonrası uzmanı,
— Sürekli güncellenen bir güzellik anlayışının gölgesinde cesurca, kendimiz olarak özgün halimizle, güçlü ve incinebilir hallerimizle var olabilmemiz mümkün müdür?
– Medyanın, eril dilin, kimi zaman bilinçli ya da bilinçsizce de olsa annelerimizin ve hemcinslerimizin yarattığı bu beden hapishanesinden kurtuluşun bir yolu var mıdır?
– Hiç daha
Tanıştırayım Küçük Kara Balık.Mevcut düzene ayak uyduramayan, küçük,mini minnacık bir anarşist olur kendisi.
Bizim meraklı küçük anarşist' in serüveni ;Dünyanın yaşadığı küçük gölden ibaret olmadığını öğrenmesi ile başlıyor. Deniz'i merak ettiğini ,göl'ün nereden geldiğini ve nerede son bulduğunu öğrenmek istediğini,bunun için sorularının peşinden gitmek istediğini söylüyor annesine.Diğer balıklar gibi hayatı yalnızca yemek, uyumak, küçücük dünya sandığı gölde yaşamak olarak görmediğini savununca diğer balıkların suçlayıcı ve baskıcı tutumları ile karşı karşıya kalıyor.
Tabi bu onu yıldırmıyor annesinin ısrarlarına rağmen“Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkaların yaşamını nasıl etkileyeceği…diyerek harekete geçiyor.
Karşılaştığı onca tehlikelere rağmen o çok merak ettiği denize kavuşuyor.Kitabın sonunda bizim köfte'ye ne olduğu merak konusu olsada,göl'ünüz deniz olsun mesajı,benim de göl'üm deniz olur mu farkındalığı kazandırması açısından çok etkileyici bir hikaye.
İran'lı yazar Samed Behrengi kaleminden dökülen küçük bir balığın hikayesi kitabın ismi ile ters orantıda büyük yankı uyandırmış.Öyle ki bir zamanlar ülkemizde İranda ise hala bazı bölgelerde şartlara uyum sağlamak yerine, direnmeyi ve sorgulamayı teşvik ediyor gerekçesi ile yasaklanmış.Çocuk kitapları sadece çocuklar için yazılmıyor,emin olmuş bulundum.
Varoluşsal sıkıntınız yoksa hatta varsa bile okunmaması gereken bir kitap olur kendisi kanaatimce.
Varoluşsal sıkıntılar yaşayan, bir yazar olarak bilinsede;Varoluşun anlamını aramak şöyle dursun neden ve sonuçları baştan reddeden yazarın,tembel olduğu kanısına vardım ben nedense.(Bence insan, neden var olduğunu merak edip bu merak
Anne baba olmak yaşadığın süre boyunca ne kadar büyürse büyüsün onun için endişe duymaktır.Pamuklara sarıp sarmalarız, sürekli koruyup kollarız çok ama çok severiz fakat dışarıda bir hayat var ve bu hayatın içerisinde her zaman yanlarında rol alamadığımız bir gerçek.insana insan lazım,insanı insan anlar ama insanı insandan korumamız gerekir aynı zamanda.
İstismar çok geniş bir yelpaze .Bu konuda korkutmadan, çocukları anlayabileceği dilde yetiştirmek oldukça zorlayıcı olabiliyor .O yüzden bazen kitaplara başvurmak gerekebilir."Bedenim bana ait kitabı"çok doğru bir rehber.
Kitap Clara'nın bedenini incelemesiyle başlıyor.Bedeninin ona ait ve sadece ona özel olduğunu öğrenmiş bunu okurlarla paylaşıyor.Bazı zamanlarda öpülmekten,kucaklanmaktan,dokunulmaktan hatta köpeğinin onu yalamasından bile hoşlanmıyor."Hayır bunu istemiyorum"diyerek cesurca set çekiyor. #bedenimbanaait
Her çocuğun bir Doğan Cüceloğlu'na ihtiyacı vardı.
İçimizdeki çocuk kitabı ile tanımıştım Doğan Cüceloğlunu.ismen duymuş olsamda cismen hiç tanımamış olmaktan utanmıştım.Ses tonundaki sevecenlik ile tecrübelerini, fikirlerini, popüleriteden uzak yalın öğretilerini okullarda müfredat dahilinde anlatmalıydı.
Korku kültürü, Doğan hoca,oğlu Timur ve sanal arkadaşı arif' in niçin 'Mış gibi yaşıyoruz 'sorusuna yanıt bulmak amacıyla bir türkiye yolculuğunda konuşulanlardan oluşuyor.:
İşte, insan yaşamının ilginç bir muhasebesi vardır. Yaşamın sonunda bütün bu durumları özetler ve şu soruyu sorabilirsiniz: Bu yaşamda ben ne kadar vardım? Bu benim yaşamım mıydı? "Ömrümüzün sonlarına doğru içimizde bir yanımız, mutlaka bu soruyu sorar. Bu soruya kabaca iki şekilde cevap verebiliriz.
Hayır, bu benim yaşamım değildi; ben bu hayatta yoktum. Benden beklenildiği gibi yaşadım. Çocukken doya doya oynayamadım, haydi dersini yap, ödevini yap dediler; doyduğum halde zorla yemek yedirdiler; doya doya koşamadım, koşma düşersin dediler; mesleğimi, evleneceğim kişiyi, evlendikten sonra nerede oturacağımı, çocuğumun ismini kendim seçemedim. Ben benden beklenenleri yaptım. Şimdi ölüyorum.
Ya da, evet, bu benim yaşamımdı. Hayatımı tribünlerden seyretmedim, sahadaydım. Karlı, yağmurlu çamurlu günlerde, sıcakta, toz toprakta sahadaydım. Hata yaptım, öğrendim. Sevdim, sevildim, mutlu oldum, acı çektim. Yenildim, zayıf yönlerimi görmek zor geldi, mücadele ederek başarı kazanmak coşku verdi. Kendi ayaklarımın üstünde yürüdüm ve bu yolculuk gerçekti, benim yolculuğumdu. Bu yolculukta ben vardım -Doğan Cüceloğlu
Covitzede olarak ölüm korkusuna bağlı yoğun anksiyete krizleri geçirdiğim dönemde terapistimin şiddetle tavsiye etmesi üzerine okuduğum bir kitaptır kendisi.ilk Yirmi sayfa (yazar ile anksiyete nöbetlerimizin benzerliği nedeniyle anksiyetemi yok etmese de hafifletmeme az biraz katkısı olmuştur)dışında popüler bir Kişisel gelişim kitabı olacak kadar elzem değil kanaatindeyim.anksiyete panik atak gibi rahatsızlığınız var ve şiddetli boyutta ise psikiyatr tedavisi ile okunabilir yinede.
Sakladığın bir sır var mı? Bu sır kötümü yoksa güzel mi?sorusu ile başlayan gizlenebilen ve gizlenmemesi gereken sırları soru cevap şekliyle aydınlatan,
somut örneklerle çocukların rahatlıkla kavrayabileceği çok güzel bir kitap bırakıyorum buraya.
"Bizi ve başkalarını mutlu eden sırlar saklanabilir"diyaloğu geniş bir yelpaze olduğu için dondurma yerken çok mutlu oluyorum diyen kızımı hasta olursan ikimizde çok mutsuz oluruz diyerek başkaları olan ben'i de düşünmesi gerektiğine inandırmak yordu azıcık ama olsun
Bedenimize yada benliğimize aykırı davranışlar gizlenmemesi gerektiği için bunu en güvendiğimiz insanlar ile paylaşmamız gerektiği konusunda cesaretlendirici elzem bir rehber
Öykü kitabı olmayıp diyalog şeklinde ilerlediği için ailece okunması çok önemli.
İnstagramdan oğlu ile oynadığı oyunları severek takip ettiğim "çocuğunla hep oyun oynamazsın ya yani oynayamazsın heleki çalışıyorsan ve heleki söylediğine göre sürekli yardımcın yoksa evin hep pırıl pırıl ve sen bu kadar enerjiksen ve yine heleki ne kadar mükemmel olsanda çocuğunu gerçek anlamda sürekli sağlıklı besinlere alıştırabildiysen sürekli oyun oyun oyun oynayın diyorsan bu işte bir terslik var sen süper kahraman değilsin "diye takipten de çıkamadığım bir yazar olur kendisi.yinede önyargılı olmayayım kitabını da okuyayım dedim fikrim yine değişmedi.Kendinin kusursuz bir şekilde ihya ettigi görevleri okuyucuya sen yapamasan bile kendini hiç bir anne ile kıyaslama yinede korkma iyi bir annesin demesi kabak tadı verdi biraz çünkü bunlar önemli değilse bebenle oyunlarını neden paylaşıyorsun dimi ama hep hep
.Ben dört dörtlük olmasamda iyi bir anne olduğumu çocuğumu koşulsuz şartsız sevmemin tek ihtiyacımız olduğunu biliyorum zaten:) Benim beklentimi karşılamadı yinede ben karetta karetta gibi büyüdüm sıfır dan başlayacağım diyen anne ve anne adayları için denemekten zarar gelmez:)oyun oynamak tabiki çok ama çok güzel imkanlar ve şartlar dahilinde :)))
Çocuk kitapları sadece çocuklar için değildir :)
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git kitabının yazarı Susanna Tamaro sadece yetişkinler için kitap yazmıyor aynı zamanda çocuklar için de yazmaya devam ediyor
Okurken kitabın kahramanı leopold için üzülüyorsunuz ailesine öfkeleniyor sonunda çok gülüyorsunuz
Leopold 8 yaşında ve kitaplardan çok korkmaktadır.Ailesi bu durumu düzeltmek için Leopold 'u ruh doktoruna götürür ve korkusunun üzerine gitmesi için ceza yöntemi ile okumaya zorlar. Leopold için, korkusu ikiye katlanır ve evden kaçmaya karar verir.
Parkta tanıştığı yaşlı ve gözleri görmeyen bir amcanın en büyük hayalini gerçekleştirmek ister.Yaşlı amcanın okumak isteyipte göremediği için okuyamadığı bir kitabı kendisine okumak ister ama leopold'un sözde kitap fobisi atağa geçer.Yoldan geçen bir yabancı sayesinde Leopold'un kitaplardan bambaşka bir nedenle korktuğu ortaya çıkar. kesinlikle okuyun ve okutun ...
Kızım üç yaşındaydı.Ben mutfakta yemek yaparken kendisi de bişeyler yapmak için önce mercimek sonra nohut istedi,tabiki verdim.Bakliyatları yaptığım mercimek çorbasına katmak istedi,başka bir tencere vermek istedim pişirelim diye, yok o bakliyatlar mercimek çorbasına girecek arkadaş izin vermeyince öfke nöbeti başladı tabi.İlgisini başka bir yöne
