Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ölebilirsin, diye düşündüm ve o an bu bana güzel, rahatlatıcı bir düşünce gibi geldi. ölümü bir şalter gibi hayal ediyordum;tüm acıyı ve gürültüyü susturup her şeyi kapatacaktı.
nick'le olabilmek için herkese, melissa'ya, bobbi'ye yalan söylemiştim. içimi dökebileceğim, yaptıklarımla ilgili anlayış gösterecek kimse bırakmamıştım kendime. ve bütün bunlar başkasına aşık biri içindi.
Reklam
gerçek yazarlar ve ressamlar, yarattıkları çirkin şeylere sürekli bakmaya devam etmek zorundaydılar. ben yarattığım her şeyin bu denli çirkin olmasından nefret ediyordum ama aynı zamanda, ne kadar çirkin olduklarıyla yüzleşmek için gereken cesaretten yoksundum.
Bu noktada tuhaf bir şekilde kendimi tanıyamadığımı, kendi yüzümü ya da bedenimi aklımda canlandıramadığımı fark ettim. Birisi görünmez bir kalemin ucunu kaldırıp yavaşça tüm görünüşümü silmiş gibiydi adeta. Tuhaftı ve aslında nahoş bir his değildi fakat aynı zamanda üşüdüğümün ve titriyor olabileceğimin farkındaydım.
İstediği herkes gibi davranabileceği gerçeğinin çok farkındaydım ve onun da benim gibi "gerçek bir kişilikten" yoksun olup olmadığını merak ettim.
Gidebilirim, diye düşündüm ve böyle düşünmek bana iyi geldi; hayatımın kontrolünü yeniden elime almış gibiydim.
Reklam
Yeterince uzun bakınca, tıpkı çok kereler okuyunca anlamını yitiren bir sözcük gibi, yüzümün hatları da ayrışmaya ya da birbirleriyle olan sıradan ilişkilerini kaybetmeye başlıyordu.
Kimseye söylemedim, söyleyecek kimsem yoktu.
Egom hep bir mesele olmuştu. Entelektüel kazanımın ahlaki açıdan en iyi ihtimalle nötr olduğunu bilsem de başıma kötü bir şeyler geldiğinde ne kadar zeki olduğumu düşünerek kendimi iyi hissederdim.
Birçok şeyi normal insanlardan daha çok umursuyorum, diye geçti aklımdan.
545 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.