Bir keresinde, bir ustanın, kahvaltısından arttırdığı bir parça ekmeği nasıl gizlice bana verdiğini anımsıyorum.
O gün beni gözyaşlarına boğan, verilen bir parça ekmek değildi.
Ekmeğin yanı sıra bu insanın bana verdiği insanca “bir şey”di:
Armağana eşlik eden sözler ve bakışlar..