410 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Bradley uzun bir aradan sonra kaleme alacağı kitabın tüm taslağını kafasına oturtmuştu. Londra'dan ayrılmasına saatler kala tek düşlediği gideceği sahil kasabasındaki küçük evdi fakat aniden çıkagelen kız kardeş tüm planlarına ufak bir duraklama yaşatacaktı. Ufak mı dedim? Orayı küçük bir rötuşle değiştirelim; aniden çıkagelen kız kardeşin hemen arkasından Amerika'dan eski eşi ve Arnold - Rachel çifti bu ufak değişikliği tamamen imkansız hale sokacaktı. Asıl sorun şu ki, Bradley'nin başına neler gelecek olması... Sade bir başlangıç yaparken ortalarda size esas konunun sadece küçük bir kısmını verecek olan İris, hem felsefi cümle yapısı hem de edebiyatın mihenk taşlarına ufak göndermeler yapmayı adeta görev edinmiş. Kadın erkek sentezini "iki farklı taraftan" duygu aktarımıyla açıkca gösterirken olay örgüsünü "aşk, nefret, dostluk, ihanet, ego, kıskançlık, yalan, ölüm, toplum, edebiyat, şiir ve sanat" ögeleri üstüne kurar. Neticeye vardığında size kalan altı dolu cümleler bu hikayeyi aklınıza kazırken aynı zamanda "gerçek" karakterler olup olmadığına bakma isteği duymanızı sağlayacak. Beklenmeyen çarpıcı bir son arayanlara ilaç gibi gelecek bir metin bu! Gerek yaşamla ilgili ders niteliği taşıyan cümleleri gerekse olay örgüsü kesinlikle okumaya değer kılıyor. #karaprens #theblackprince #irismudroch #ayrıntıyayınları
Kara Prens
Kara PrensIris Murdoch · Ayrıntı Yayınları · 1999142 okunma
410 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 12 days
•Iris Murdoch 20. yüzyılda yaşamış önemli bir realist yazar ve İrlandalı filozoftur. Kara prens isimli eseri ismini William Shakespeare'ın çok beğenerek okumuş olduğum trajedisi olan Hamlet'ten alır. Hamlet, babasının ölümü üzerine yasını, üzüntüsünü ve aynı zamanda annesinin amcası ile olan evliliğine tepki göstermek için karalar giyen bir prenstir, yani Hamlet Kara Prenstir. Murdoch' un eserinde Shakespeare' dan izler taşıyor olmasının sebebi ise, Shakespeare ile aynı dili konuştuğu için kendisini şanslı hissediyor olmasıdır • Kara Prens, protagonistimiz Bradley Pearson' ın, beklediği büyük ilhamın gelmesi ve yıllardır yazmak istediği kitabı yazmak için Londra' dan ayrılmaya niyetlendiği sırada, karşısına çıkan mazeretlerden, tesadüfi gelişmelerden dolayı gidişini ertelemesiyle başlıyor ki hayatını sonsuza kadar değiştirecek olan serüven de burada başlıyor. Bradley, dostu Arnold Baffin' in 20 yaşındaki kızı Julian' a aşık olmuş 58 yaşında bir eleştirmendir. Murdoch, Bradley Pearson aracılığı ile aşkı, sanatı, sanatçıyı, evliliği, aileyi ve psikolojiyi fark bir açıyla sorgulayıp kendi içimizde bu kavramları ve perspektifleri sorgulamamıza olanak tanıyor.  Son olarak kitabın dilinin akıcı olması beni kitaba çok bağladı umarım siz de okurken keyif alırsınız. :)
Kara Prens
Kara PrensIris Murdoch · Ayrıntı Yayınları · 1999142 okunma
Reklam
Eski Dünya'daki Wölkerwanderung, MÖ c. 1250 - 950
Mısır kayıtları Merneptah tarafından milattan önce 1220'de geri püskürtülen göçmen halklar koalisyonunun Libyalı lideriyle 3. Ramses tarafından milattan önce 1188'de geri püskürtülen istilacı ordusunun diğer Libyalı liderinin adlarını korumuştur. İsrailoğulları'nın geleneğine göre çok daha ünlü bir adsa, İsrailoğulları'nın Mısır'dan Mavera-i Ürdün'e yaptıkları, sonuçta işgal ettikleri Suriye topraklarını fethetmelerinin başlangıcı olan zorlu yolculukta onlara öncülük eden Musa' dır ( Musa adının İbranicesi Moşe'dir.) Ama Mısır kayıtları Musa'nın tarihselliğini belgelememektedir. Milattan önce 13 yüzyılın Mısır kayıtlarında Mose adlı en az 2 Mısırlı olduğu görülmektedir. Bu haliyle bu iki bileşenden ilkinin bir tanrı adı olduğu, "mose" ya da "messe" ile biten bir birleşik teoforik adın kısaltması gibi gelmektedir. Ahmose (Amasis), Tuthmose (Tutmosis), Remesse (Ramses) en bilindik örneklerdir. İsrailoğulları'nın geleneğine göre Musa Mısır'da büyümüştü ve bir tek tanrıcıydı. Bu gelenek herhangi bir şekilde gerçekle uyuşuyorsa, Musa'nın tam haliyle en muhtemel adı Aton-Mose' ydi. Çünkü Aton'a tapınma, Firavunlar Devri Mısır tarihinde kayda geçmiş yegane tek tanrıcı külttür.
Sayfa 143 - Ayrıntı Yayınları
Ayasofya Camii’nin müze yapılması
Kaldı ki Ayasofya Camii’nin müze yapılması fikri de bizden değil, bizzat İngilizlerden gelmiş (İngiliz tarihçi Arnold Toynbee fikir babalarından biridir), bu görev Lozan’dan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne havale edilmiş ve 1930 yılında sırf Ayasofya’yı müze yapmak maksadıyla kurulmuş olan Amerikan Bizans Enstitüsü ertesi yıl resmî kanallardan devreye sokulmak suretiyle mozaiklerin restorasyonu perdesi arkasında cami olmaktan çıkarılarak müze yapılmıştır.
Matthew Arnold, 1869'da şöyle yazıyordu: "Kültürün bıkıp usanmadan yapmaya çalıştığı şey, eğitimsiz kişilerin hoşuna giden şeyleri yerine getirmek değil, gerçekten güzel olandan hoşlanmalarını sağlamaktır.”
... şu kalp, bildim bileli Nice sevilmiş de olmamıştır tutsak; Ama bir şey yakar derinliklerini Çok tuhaf, çok huzursuz, çok mutlak. MATTHEW ARNOLD, “Veda”
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.